Esas No: 2021/11401
Karar No: 2022/11560
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/11401 Esas 2022/11560 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/11401 E. , 2022/11560 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 23/06/2022 günü temyiz eden davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... 'nun yüzlerine karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden davalı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı ... vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair hüküm kurulmuş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/1021 E.-2018/428 K. sayılı kararının incelenmesinde;
Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın 1979 yıllında Arsa Ofisi tarafından kamulaştırıldığı, 13.11.1982 tarihinde yapılan ilanen tebligat öncesi vergi dairesi, jandarma, mahalle muhtarlığı, belediye ve tapudan adres araştırması yapılmış ise de, adres tespit için yazılan müzekkerelere ekli 102 sayfalık liste idarece ibraz edilmediğinden adres araştırması denetlenemediğinden, idarece yapılan ilanen tebligat geçersizdir. Ne var ki, kamulaştırma evrakı 31.07.1982 tarihinde muhataba tebliğ edildiğine ilişkin şerh düşülmüşse de, tebligat parçasında davacının imzasının bulunmadığı, idarece Kamulaştırma Kanunu'nun mülga 17. maddesine göre açılan davada Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23.11.1984 tarih ve 1984/221 Esas-1984/625 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline karar verildiği, kararın 27.05.1985 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
21/12/2019 tarihinde kabul edilerek 24/12/2019 gün, 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ve 7. maddesi ve 09/06/2021 tarihinde kabul edilerek 19/06/2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen;
Ek madde 3 ile "Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 09/06/2021 - 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."
Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun'un 16 . ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek-3 üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanun'la bu Kanun'un Ek-3 maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.”
Hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, bozmanın niteliğine göre sair yönler incelenmeksizin Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmünün HMK'nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.815,00-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 23/06/2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasa'nın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tescil dosyası getirtilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. md. göre tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği dahi tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'nun eklenen Ek-3 maddenin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.