11. Ceza Dairesi 2017/4438 E. , 2018/556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Sanığın katılan ... adına sahte bono düzenleyip kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında benzer nitelikteki fiili nedeniyle Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.11.2011 tarih 2010/388 esas ve 2011/1069 karar sayılı kararıyla mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmakla; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında da açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, mümkünse mevcut dosya ile Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği ve sanığın suça konu bonoyu katılan ...’tan alacağı olması sebebiyle düzenlediğini savunması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 211. maddesinde öngörülen ve cezada indirimi gerektiren gerçek bir durumu belgelendirmek amacıyla sahtecilik kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması ve bu durumun karar yerinde açıklanıp tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-)Kabule göre de;
a-)TCK"nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresinin alt sınırının hükmolunan ceza miktarından az olamayacağı gözetilmeden, ceza miktarından daha az denetim süresine hükmedilmesi,
b-)Şartları oluşmadığı gerekçesi ile sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verildiği halde hangi şartların oluşmadığının denetime olanak verecek şekilde kararda belirtilmemesi,
c-)Gerekçeli kararda Cumhuriyet savcısının iddiasına yer verilmeyerek CMK"nın 230/1-a maddesine muhalefet edilmesi,
d-)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı ilamı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
II-)Sanık hakkında Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-)Sanığın suça konu bonoyu kullanmak suretiyle üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; katılan ...’in mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde sanığa alüminyum profil satışı yaptıklarını ve sanığın bunun karşılığında senedi elemanlarına verdiğini beyan etmesi, ilk ciranta ...’ın ise 25.10.2011 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde suça konu bononun sanık tarafından ticari ilişki sonucunda kendisine verildiğini ve kendisinin bu bonoyu Dörtel şirketine ciro ettiğini beyan etmesi, sanığın da savunmasında ...’dan alüminyum doğrama aldığını ve bunun karşılığında 60 gün sonra suça konu bonoyu ...’a verdiğini beyan etmesi, ... vekili tarafından sunulan şikayet dilekçesinde bononun ... tarafından verildiğinin belirtilmesi ve suça konu bononun ilk cirantasının ... olması karşısında; suça konu bononun sanık tarafından ...’a verildiğinin kabulü gerektiği ve mahkemenin kabulünün bu yönde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede; sanığın hileli hareketlerinin katılanlara yönelik değil ...’a yönelik olması, sanığın suça konu bonoyu önceden doğmuş borcuna karşılık ...’a verdiğini savunması ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından ...’ın beyanına başvurularak suça konu bononun sanık tarafından önceden doğmuş borca karşılık verilip verilmediğinin sorulması, bu durumun araştırılması ve bunların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
2-)Kabule göre de;
a-)Temel ceza belirlenirken hapis cezası asgari hadden uygulandığı halde, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının ayrıca gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,
b-)Şartları oluşmadığı gerekçesi ile sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verildiği halde hangi şartların oluşmadığının denetime olanak verecek şekilde kararda belirtilmemesi,
c-)Gerekçeli kararda Cumhuriyet savcısının iddiasına yer verilmeyerek CMK"nın 230/1-a maddesine muhalefet edilmesi,
d-)Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında; 5237 sayılı TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca anılan Yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.