1. Hukuk Dairesi 2016/7465 E. , 2019/2187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 113 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile 132 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki payını, okuma yazma bilmemesinden, yaşlılığından ve iyiniyetinden faydalanan davalıların mirasbırakanı ..."ye satış suretiyle devrettiğini, okuma yazma bilmediği halde tanıkların huzurunda resmi aktin düzenlenmemiş olması sebebi ile işlemin şekil bakımından sakat olduğunu, durumu anladığında kendisine 2 adet çek verildiğini, ancak çek bedellerinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile, olmadığı takdirde çek bedelleri olan toplam 660.000,00 TL"nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın süresinde açılmadığını, ne şekilde hileye düşürüldüğünün açıklanmadığını, mirasbırakanları Turhan"ı davacının oğlu ve damadının öldürdüğünü, çeklerdeki imzaların da mirasbırakanlarına ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava dosyasının iki kez işlemden kaldırılıp yenilendiği, son yenilemeden sonra davanın taraflarca takip edilmediği gerekçesi ile HMK"nın 150/6. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar Dairece; “...davanın ikinci yenilemesinden sonra 30.09.2013 tarihli oturuma davacı vekilinin mazeret bildirdiği, davalı vekilinin de hazır olduğu, anılan oturumda davacı vekilinin mazereti konusunda açıkça olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, duruşmanın 12.12.2013 tarihine atılması ile mazeret talebinin zımnen de olsa kabul edilmiş olduğu, ancak duruşmanın 12.12.2013 tarihine bırakıldığı hususunun davacı vekiline tebliğ edilmediği, başka bir söyleyişle, davacı vekilinin duruşma gününden haberdar edilmediği anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, öncelikle, davacı tarafın usulüne uygun biçimde duruşmaya davet edilmesi, duruşmaya geldiği takdirde yargılamanın sürdürülmesi, aksi halde HMK"nın 150. maddesinin uygulanması gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda temlikin iradi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ..."ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yürütülen yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu"na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davada esas hakkında kısmi veya tam kabul kararı verilmesi halinde nispi harç alınacağı, usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlarda maktu harç alınacağı kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; mahkemece esas yönünden davanın reddine karar verildiği halde davacı aleyhine maktu harç yerine yanılgılı değerlendirme ile nisbi harca hükmedilmesi doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın 2. fıkrasının hüküm yerinden çıkartılarak; yerine, "Karar tarihi itibariyle alınması gereken 29,20 TL maktu karar harcından peşin alınan 15,30 TL harcın mahsubu ile eksik 13,90 TL harcın davacıdan alınmasına," cümlesinin yazılmasına, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.