14. Hukuk Dairesi 2015/11755 E. , 2018/1133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.02.2012 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 24.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerince gerek yurtdışından gerekse yurtiçinden banka aracılığıyla tarafların ortak murisi ..."a gönderilen paralarla dava konusu dört adet taşınmazın müvekkilleri adına satın alındığını, murisin bu taşınmazları kendi adına tescil ettirdiğini; ancak, bizzat satın alabilecek ekonomik güce sahip olmadığını, ölümünden sonra taşınmazların mirasçıları adına intikal gördüğünü ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına payları oranında tescilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ..., davayı kabul etmiş; diğer davalılar zamanaşımı itirazında bulunmuş ve dava konusu taşınmazları ortak murisin kendi parasıyla aldığını, bu taşınmazları alabilecek ekonomik güce sahip olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalılar ... ve ... yönünden kabul nedeniyle kabulüne, diğer davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.02.2014 tarihli ve 2013/14809 Esas, 2014/2202 Karar sayılı ilamıyla özetle; inanç sözleşmesinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak kabul edildiği, başlangıç tarihinin ise alacağın istenebilir hale geldiği başka bir ifadeyle iddiada bulunanın ferağ umudunu yitirdiği tarih olup somut olayda davacıların ferağ umudunu, murisleri ..."ın ölümünden sonra taşınmazların tapuda mirasçıları adına intikal ettiği 31.07.2003 ve 15.06.2011 tarihlerinde yitirdikleri, davanın ise 07.02.2012 tarihinde açıldığından zamanaşımı süresinin dolmadığı, bu durumda mahkemece, davayı kabul etmeyen davalılar yönünden çekişmenin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılar ... mirasçıları ile davalı ... yönünden davanın reddine; diğer davalılar ... ve ... yönünden mahkemenin 02.04.2013 tarihli Kararı ile verilen hüküm kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda da 02.04.2013 tarihli karar ile hüküm kurulduğundan bu hususlar hakkında da ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.