MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.10.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken malik oldukları bir adet arsa vasıflı taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini, her paydaşın kendi payına düşen kısım üzerine bina yaptığını, taşınmaz üzerindeki tek katlı binanın davalı ..., üç katlı binanın ise davalı ... tarafından inşa edildiğini, ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.12.2015 tarihli ilamıyla özetle; davalılar ... ile ..."ın muhdesat iddiasında bulundukları, davacı vekilinin binaların davalılara ait olduğu hususunda itirazlarının bulunmadığını bildirdiği; ancak, paydaş Emine Eroğlu"nun payının intikal ettiği ... vekilinin bu konuda beyanlarının alınmadığı, diğer davalıların da bir itirazlarının bulunmadığı, mahkemece öncelikle bu çekişmenin giderilmesi gerektiğinden davalı ... Hazinesinin de beyanı alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekili, bozma kararından sonraki beyanında, tapu kaydında bahsi geçen muhdesatların bir kısım paydaşlara ait olduğu hususunda şerh bulunmadığından muhdesat iddiasını kabul etmediklerini bildirmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda, davalı ... vekili bozma kararından sonraki 16.06.2016 tarihli oturumda, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı binanın müvekkiline ait olduğunun tespiti istemiyle ... . Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2016/202 Esas sayılı dosyasıyla dava açtıklarını belirterek bu davanın sonuçlanmasının beklenmesini talep etmiş; mahkemece, daha önce aynı talebe ilişkin olarak açılan davanın adı geçen davalı tarafça takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, davalı vekilinin aynı taleple yeniden açtığı davanın ise görülmekte olan davayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiş ise de anılan davanın halen derdest olup dava konusu taşınmaz üzerindeki üç katlı binanın adı geçen davalıya ait olup olmadığı hususunda henüz kesinleşmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan davanın sonuçlanması beklenilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.