19. Hukuk Dairesi 2016/19508 E. , 2017/6043 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararı üzerine yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av....ile davalı vek. Av...."nün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesine dayalı olarak akaryakıt bayiliği yapılan davalıya ait taşınmazda müvekkili lehine intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurulu"nun 12/03/2009 tarihli duyurusu üzerine sözleşmenin fiilen imkansız hale geldiğini belirterek, taşınmazda yapılan kalıcı yatırımların ve intifa sözleşmesinin geçersiz kalan süresi yönünden ödenen bedelin, güncellenmiş değeri olan 1.248.314,00 TL"nin 12.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşmeyi imzaladığı tarihte Rekabet Kurulu"nun grup muafiyetine yönelik tebliğini ve 5 yıldan fazla süreli bayilik sözleşmelerinin geçersiz olduğunu bilmekte olduğunu, bu nedenle davacının geçersiz kalan süreye ilişkin intifa bedelini talep edemeyeceğini, intifa bedelinin 5 yıllık süre için verildiğinin kabulü gerektiğini, kaldı ki davacının ödediği bir intifa bedeli bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, Rekabet Kurulu kararından sonra sözleşme yapılmamasından davacının sorumlu olduğunu, sebepsiz zenginleşmenin şartlarının oluşmadığını, davacının iadesini istediği bedelin afaki olduğunu, sözleşmede iadeye yönelik bir düzenleme bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı lehine tapuya tescil edilen intifanın devam ettiğinin anlaşıldığı ve davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen karar, Dairemizin 23/05/2013 gün E. 2012/12516, K.2013/9515 sayılı ilamı ile dosyada bulunan tapu kaydından taşınmaz üzerinde intifa şerhi görülmediği, bayilikten kaynaklı olarak davacı lehine tapuda tesis edilen intifa hakkının fek edilip, edilmediği yönünün araştırılıp, tapu müdürlüğüne yazılacak müzekkere ile tapu kayıtlarının celbi ile, intifa hakkının terkin edilip edilmediği, ne zaman terkin edildiği sorulup, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait taşınmazda davacı yararına kurulan intifa hakkının 27/09/2010 tarihinde terkin edildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve buna bağlı olarak kurulan intifa hakkının süresinden önce sona ermesi nedeniyle sözleşmenin süre sonuna kadar devam edeceği düşüncesiyle davacı tarafından davalıya ödenen ve geçersiz kalan süreye tekabül eden intifa bedeli ödemesinin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin davacı talebi ile bağlı kalınarak 643.244,00 TL olarak davacıya iade edilmesi gerektiği, aydınlatma armatürlerinin sabit yatırım olarak görülmemesine karşılık davacının davalıya ait taşınmazına yaptığı sabit yatırımların taşınmaza kattığı değer olarak tespit edilen bedelin 305.000,00 TL olduğu, davacının intifa süresi boyunca sözleşmenin devam edeceği düşüncesiyle davalı taşınmazına yaptığı kalıcı yatırımların sözleşmenin intifa süresinden önce sona ermesine rağmen söz konusu istasyonun davalı tarafından işletilmeye devam edilmesi ve yatırımlardan davalı tarafından faydalanılması ve taşınmaza değer katması nedeniyle davacı tarafından talep edilebilceği aksi halde davalının sebepsiz zenginleşeceği, buna göre toplam 948.244,00 TL"nin davacı tarafından istenilebilir olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı tarafından davalı şirkete intifa bedeli ödendiği ve intifanın 27/09/2010 tarihinde terkin edildiği belirlenmiştir. Bu durumda intifanın terkin edildiği tarihten sonra kalan ve intifanın kullanılmayan kısma isabet eden intifa ödemesinin herhangi bir semere uygulanmadan hesaplanarak iadesi gerekirken güncelleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.