(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/133 E. , 2021/3286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, mahallinde yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklar aracılığı ile davacı ve davalı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesinde düzenlendiği şekilde zemine uygulanmaya çalışılması, tapu kayıtlarının taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde, uyuşmazlık zilyetlik hükümlerine göre çözüleceğinden yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan, taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarının ayrıntılı ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın dayandığı 19.11.1938 tarih ve 1259 sıra numaralı tapu kaydının, dava konusu taşınmaza uymadığı ve taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ..., İskan Yasası hükümlerine göre oluşturulan Kasım 1938 tarih ve 1259 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece, keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanlarına göre, davacı tarafın dayandığı ve iskanen oluşan 19.11.1938 tarih ve 1259 sıra numaralı tapu kaydının, doğusunda okunan “... oğlu ...” tarlasının 130 ada 125 parsel sayılı taşınmaz olduğu, güneyindeki “Ali oğlu Bekir” tarlasının 130 ada 126 parsel sayılı taşınmaz olduğu, kuzeyindeki “... oğlu ...” taşınmazının 130 ada 129 parsel sayılı taşınmaz olduğu, batısında okunan “kır”ın ise önceden var olduğu ancak aradan yıllar geçtiği için anlaşılmadığı belirtilmiş olması karşısında, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince mevki, hudut ve miktarı itibariyle kapsadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, tapu kaydının kadastro sonrasında revizyon görmediği, miktarının 5.000 metrekare olduğu, çekişmeli taşınmazın ise 4.800 metrekare yüzölçümünde olduğu, taşınmazın batısında okunan kır hududu nedeniyle gayrisabit hudutlu olduğu ve miktarı itibariyle geçerli olduğu da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; çekişmeli 130 ada 127 parsel sayılı taşınmazın, iskanen oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.