Esas No: 2022/3936
Karar No: 2022/11877
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/3936 Esas 2022/11877 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/3936 E. , 2022/11877 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 22/12/2021 gün ve 2021/4371 Esas - 2021/15780 Karar sayılı ilama karşı, davacı idare ve davalı ... vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen karar, davacı idare, davalılar ve asli müdahil Hazine vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmış; bu karara karşı, davacı idare ve davalı ... vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacı idare ve davalı ... vekillerinin sair karar düzeltme istekleri HUMK'un 440. maddesinde yazılı nedenlere uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, Dairemizin 14/05/2018 tarih 2017/2587 E - 2018/9077 K sayılı bozma kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği anlaşıldığından taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı ve fazla yatan bedelin iadesine karar verilirken, davacı idarece işlemiş olan faiz bedellerinin tespit edilen bedel ile birlikte depo edildiği gözetilerek mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için bloke edilen faizin de iadesine karar verilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından,
Dairemizin 22.12.2021 tarih ve 2021/4371 Esas ve 2021/15780 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar, taraf ve asli müdahil Hazine vekillerince temyiz edilmiştir.
Asli müdahil vekilinin tüm, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Ancak;
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, Dairemizin 14/05/2018 tarih 2017/2587 E - 2018/9077 K sayılı bozma kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği anlaşıldığından taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
Bu itibarla;
1-Seraların mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen yaşları itibarıyla yıpranma oranının % 15 alınması gerekirken, bu oranı daha yüksek alarak düşük bedel tespit eden bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
2-Fazla yatan bedelin iadesine karar verilirken davacı idarece işlemiş olan faiz bedellerinin tespit edilen bedel ile birlikte depo edildiği gözetilerek mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için bloke edilen faizin de iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kabule göre de;
a-Bozma ilamı sonrası tespit edilen bedel, mahkemece ikinci kararla tespit edilen bedelden düşük olup, ilk ve ikinci karar ile tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine dair hüküm kurulduğu anlaşıldığından, infazı mümkün olmayacak şekilde kıymet takdir raporundaki bedelin ödenmesine, bakiye bedelin karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilmesi,
b-Tespit edilen kamulaştırma bedelinin bozma öncesi kararlarla tespit edilen bedelden az olduğu ve bu bedelin bozma öncesi depo edildiği anlaşıldığından, ilk kararla tespit edilen kamulaştırma bedeline ilk karar tarihine, fark bedele ise ikinci karar tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken farklı vekille temsil edildikleri gerekçesiyle davalılara ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi,
4-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davacı idare ve davalılar vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harçları ile temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.