11. Ceza Dairesi 2017/4610 E. , 2018/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, temel cezayı teşdit gerekçesi ile cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Olay tarihinde hakkında başka suçlardan arama kaydı bulunan sanığın yakalandığında, görevlilere ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ibraz ettiği ancak yapılan görüşmede gerçek kimliğini açıkladığı ve tüm tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiğinin anlaşılması karşısında; henüz bir belgenin düzenlenmemiş olması nedeniyle üzerine atılı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, ancak eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 05.12.2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nın 322 ve Kabahatler Kanunu’nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 29.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.