11. Hukuk Dairesi 2019/1072 E. , 2019/7846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/10/2017 tarih ve 2016/645 E- 2017/781 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/12/2018 tarih ve 2018/740 E- 2018/1460 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı firma için İstanbul-Termitau/Kazakistan’a gönderilmek üzere demir yolu aksamının taşındığını, taşıma işinin tam ve eksiksiz olarak ifa edilmesine karşın davalının müvekkilinin navlun alacağını ödemediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesinde, davacının akdi ilişkiyi ve taşıma işini ifa ettiğini ispatla yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalı aleyhine yapılan icra takibinde 115.639,92 TL asıl alacak, 1.682,95 TL vade farkı faturası alacağı, 3.426,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.752,20 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davacı tarafından davalıya tanzim edilen 3 adet fatura tutarı toplamı olan 115.639,92 TL"nin iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından tanzim edilen 1.682,95 TL tutarındaki vade farkı faturasının davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, 3 adet fatura tutarı hizmetin davacı tarafça ifa edildiği ve davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 115.639,92 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında imzalanmış vade farkı ödeneceğine dair bir anlaşma veya davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair tebliğ şerhli ihtarnamenin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 115.639,92 TL alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutara takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 2/2 md. uyarınca %10,50 ve değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, kabul edilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı tarafın istinaf talebi yönünden; davacı tarafça sunulan taşıma belgeleri, davalı tarafça açıkça inkar edilmeyen e-posta yazışmaları ve özellikle dava konusu navlun faturalarının davalının ticari defterlerinde davacı alacağı olarak kayıtlı olması gözetildiğinde, davacının davalıya navlun faturalarına konu taşıma hizmetini verdiğini ispatladığının kabulü gerektiğinden ve bu faturaların davalı tarafça ödendiği ileri sürülmediği, davacı tarafın istinaf talebi yönünden ise; takip talebinde belirtilen dayanak 14.07.2015 tarihli ve 1.682,95 TL bedelli faturanın vade farkı faturası olarak nitelendirilmiş ve aslında bu faturanın kur farkından kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de HMK"nın 357. maddesi uyarınca istinaf aşamasında iddia ve vakıalarını değiştiremeyeceği gibi yeni delile de dayanılamayacağı, ayrıca davacının icra takibinden önce davalıyı usulüne uygun olarak temerrüde düşürdüğünü ispat edememiş olmasına göre de işlemiş faiz alacağının reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.924,52 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.