10. Ceza Dairesi 2019/2429 E. , 2019/6528 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 01/07/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2016/910 esas, 2017/360 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/07/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 19/06/2015 tarihinde işlediği iddia edilen, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Tedbirin infazı esnasında sanığın yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2016/910 esas, 2017/360 sayılı kararıyla, kovuşturma şartı olan yükümlülüklerine uymamakta ısrar etme şartının gerçekleşmediğinden bahisle “ceza verilmesine yer olmadığına” ve “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında yer alan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına” karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanun’da düzenlenmeyen sanığın denetimli serbestlik kararını ihlâl kastının bulunmadığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının aynen infazına şeklinde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2016/910 esas, 2017/360 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verilmiştir.
Yargılama sonunda verilebilecek karar ve hüküm türlerinin sayıldığı CMK"nın 223. maddesinin; “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilebilecek durumların belirtildiği 3. fıkrasında,
“Sanık hakkında;
a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
b) Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”,
4. fıkrasında;
“İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen;
a) Etkin pişmanlık, b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı, c) Karşılıklı hakaret, d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiş,
Aynı maddenin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda ise, Mahkemece yargılama şartının gerçekleşmediği kabul edilerek “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, ancak kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada TCK’nın 191/4. maddesinde sayılan kovuşturma şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan dava şartının gerçekleşmesini beklemek üzere CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, yasal koşulları oluşmayan “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verildikten sonra ayrıca “sanık hakkındaki tedbirin infazının devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda "kovuşturma şartının" gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “sanık hakkındaki tedbirin infazının devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması, yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle kabul edilmiştir.
Ayrıca soruşturma aşamasında sanık hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararda ve tebliğ evrakında, sanığa erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğu, itiraz süresi ve merciinin gösterilmediği anlaşılmış olup, sanık hakkında Mahkemece durma kararı verildikten sonra tedbirin infazına devam edildiği aşamada sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğunun tebliğ edilmesi mümkün görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2016/910 esas, 2017/360 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 21.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.