14. Hukuk Dairesi 2015/12991 E. , 2018/1093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.01.2013 gününde verilen dilekçe ile muarazanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamı sonrası davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 27.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, eksik harç ikmal edilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizce "Mahkemece davacı tarafa gönderilen tensip tutanağında harç miktarının 2011/84 Esas sayılı başka bir dava dosyası için alınan bilirkişi raporuna göre belirlenerek ödenmesi istenilmiş ise de belirtilen kesin sürede ne miktar harcın yatırılacağı açıkça gösterilmemiştir. Üstelik verilen kesin süre içerisinde 21 ada 7 parsel için de davacı tarafından ayrı bir değer belirtilerek harcın tamamlanması istenilmiştir. Mahkemece gider avansı içindeki harç ve tebligat giderleri kalem kalem açıklanarak ve ne miktar harcın ödeneceği açıkça belirtilerek tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kesin süre verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddi doğru görülmemiştir", gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası mahkemece keşif yapılarak tüm taşınmazların değeri belirlenmiş, bu değer üzerinden harç yatırılmadığı gerekçesiyle önce dosyanın işlemden kaldırılmasına sonrasında da üç ay içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94.maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Kamu düzenine ilişkin olan 492 sayılı Harçlar Kanununun 27. ve devamı maddelerinde, dava açılırken ödenmesi gerekli olan harçlar ile eksik harçın yatırılmış olması halinde yapılacak işlemler açıklanmıştır. Anılan Yasanın 27. maddesinin son fıkrasında, "Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur" hükmü, 30. maddesinde de, "Mahkeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz” hükmü yer almaktadır. Söz konusu açık yasal düzenlemeler gereğince dava açılırken dava değerine göre peşin olarak yatırılması gereken karar ve ilam harcının eksik alındığının tespiti halinde bu hükümlere göre işlem yapılması zorunludur.
Somut olayda; Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu 102 ada 34 parsel sayılı taşınmazdaki 4-5-6-8-9-10-12-13-14-15-16-17-18-19 nolu bağımsız bölümlerin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitini, 102 ada 34 parsel sayılı taşınmazdaki 1-2-3-7-11 nolu ve21 ada 7 parselde kurulu Park Sitesi D Blok 2 nolu bağımsız bölümlerin müvekkili adına tapuya tescilini talep ettiğine göre davacı tarafça yatırılacak harç miktarı, tapu iptali ve tescili istenen bağımsız bölümlerin davanın açıldığı 03.01.2013 tarihi itibariyle değerlerinin saptanarak bunun üzerinden hesaplanacak nisbi harç olması gerekir. Mahkemece belirtilen kesin sürede ne miktar harcın yatırılacağı da açıkça gösterilmemiştir. Dolayısıyla davacıya ne miktarda harcın yatırılacağı belirtilerek uygun süre verilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; Vekalet ücretinin hangi esaslara göre belirleneceği 4667 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 81/son maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi ve 21.6.1966 tarihli ve 1966/9-9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında gösterilmiştir.
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi gereğince maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.