MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


Davacı, iş kazası sonucu maluliyetten doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Tedaş, ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi ve ..... tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre; temyiz eden davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, gerçek kişi davalılar .... ve .... açısından kusurları bulunmadığından bahisle davanın reddine, diğer davalılar açısından davacı çocukların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, davacılar anne ve kardeşlerin manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerle davacılar vekilinin 14/04/2016 tarihli dilekçesinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, dava dilekçesinde davacı olarak gösterilen ve mahkemece lehine manevi tazminata hükmedilen davacı ... açısından usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gibi adı geçen davacının davadan önce vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı ... dava açılmadan önce 03/07/2007 tarihinde öldüğünden taraf ehliyeti sona ermiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesine göre kişilik ölüm ile sona erer. Dava ise 16/01/2013 tarihinde diğer davacılarla birlikte ölü kişi adına da açılmıştır. Davacılar vekilinin 14/04/2016 tarihli beyan dilekçesinde ...’ın kendilerinde vekaletnamesi bulunmadığını bu davacının vekili olmadığını beyan ettiği dikkate alındığında, ölen davacıyı temsil yetkisi olmayan davacı vekili tarafından açılan davanın mirasçılar tarafından takip edilmesi de mümkün değildir. 4.5.1978 gün ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’ da aynı yöndedir.
Davadan önce ölen kişi adına açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı ... lehine manevi tazminata karar vermesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
16/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.