Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1176
Karar No: 2019/7834

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1176 Esas 2019/7834 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/1176 E.  ,  2019/7834 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/12/2017 tarih ve 2017/66 E- 2017/1011 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 01/11/2018 tarih ve 2018/428 E- 2018/1137 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı şirketin Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile yaptığı imtiyaz sözleşmesi nedeniyle Eskişehir ilinde toplu ulaşımla ilgili imtiyaz hakkı sahibi olduğunu, müvekkilinin davalı firma ile imzaladığı sözleşme gereğince 2014, 2015 ve 2016 yıllarında 26 H 0072 plakalı otobüsü ile yolcu taşımacılığı yaptığını, son yapılan sözleşmenin 31.12.2016 tarihinde sona erdiğini, 2017 yılı için sözleşmenin yenilenmediğini, herhangi bir fesih sebebine de dayanılmadığını, ancak sözleşmenin yenilenmemesinin sebebinin aracının 2007 model olması ve en fazla 8 yaş sınırındaki araçlar ile sözleşme yapıldığının müvekkilince şifahi olarak öğrenildiğini, taraflar arasında 8 yaşından daha küçük otobüs ile çalışılacağına dair bir anlaşma bulunmadığını, davalı şirketin kamusal bir gücü elinde bulundurduğunu ve fiili tekel oluşturduğunu, dolayısıyla sebepsiz yere bir hakkın yerine getirilmesinden imtina edemeyeceğini, müvekkilinin aracının seferlerden men edilmesi sebebiyle mağdur olduğunu, sözleşmenin yapılmadığı her geçen gün için mağduriyetinin daha da artacağını ileri sürerek talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davalının müvekkili ile sözleşme yapmak zorunda olduğunun tespitine, sözleşmenin yapılarak muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacının otobüsünün 2007 model olduğunu, kentlerde toplu taşımacılık işini 5393 sayılı Kanun"un belediyelere verdiğini, Yönetmeliğin 12/b maddesinin "8 yaşını geçen araçlara toplu taşıma yıllık izin belgesi verilmez" şeklinde olduğunu, 10.01.2016 tarihinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.3. maddesinde "sözleşme tarihi itibariyle yasal mevzuata ve yaş haddine uymayan taşımacılar mevcut araçlarını en geç 01.03.2016 tarihine kadar işletime hazır hale getirmek zorundadır" şeklinde düzenleme olduğunu, davacının sözleşmeye rağmen 8 yaşını geçen aracını yönetmeliğe uygun bir model ile değiştirmediğini, davacının iddia ettiği gibi sözleşme feshinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    lk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının 2007 model özel halk otobüsü sahibi olduğu, dava dışı Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin 10.10.2014 tarihli belediye meclis kararı ile şehir içi otobüs taşımacılığının davalı şirkete devrine karar verildiği, buna müteakip davalı ile Büyükşehir Belediyesi arasında 18.12.2014 tarihli sözleşme ile lastik tekerlekli ulaşım araçlarının devri sözleşmesinin 10 yıllığına yapıldığı, buna dayalı olarak davalı ile davacı arasında son olarak 01.01.2016 tarihinde davacıya ait 2007 model otobüsle Eskişehir ili toplu taşıma işi sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşmenin 10.3. maddesinde davacının yasal mevzuata uymayı ve yaş haddine uymayan mevcut aracını en geç 01.03.2016 tarihine kadar işletime hazır hale getirmeyi kabul ettiği, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Otobüs ve Toplu Taşımacılık Esaslarına Dair Yönetmelik"in 12. maddesinde 8 yaşını geçen araçlara toplu taşıma yıllık izin belgesi verilemeyeceğinin öngörüldüğü, 2017 yılı itibarıyla davacı aracının belirlenen mevzuata uygun olmadığı, bu kapsamda tarafların tacir olmasından dolayı davalının davacı ile sözleşme yapmaya zorlanamayacağı, davacının yasal mevzuata uygun davranmak yükümlülüğü altında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, davanın davalının davacı ile taşıma sözleşmesi yapmaması nedeniyle taraflar arasında oluşan muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olduğu ve dava konusunun para veya para ile değerlendirilebilecek bir hususta olmadığı, davacı tarafça dava değerinin 500 TL olarak açıklanmış olmasının dava konusunu değiştirmeyeceği, dolayısıyla davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve davalı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,04/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi