13. Hukuk Dairesi 2016/8457 E. , 2017/8704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, taraflar arasında davalıya ait ... ili, ... ilçesi, ... Mah. 910 ada, 397 parselde bulunan tarla sıfatlı taşınmazın 12/11/2013 tarihinde satışının yapılması konusunda 09/11/2013 Tarihli "... ... Komisyoncuları Odası Gayrimenkul Alım-Satım ve Komisyon Sözleşmesi" imzalandığını, ancak davacıların satış için gerekli hazırlıkları yapmalarına ve telefonla iletişimine geçmelerine rağmen satışın yapılacağı tarih olarak sözleşmede kararlaştırılan 12/11/2013 tarihine kadar satıcı davalıdan somut bir yanıt alamadıklarını, bunun üzerine davalıya Urla Noterliğinin 18/11/2013 Tarih ve 12297 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bir defa satış işlemlerin tamamlanması aksi halde yasal takibata geçileceği uyarısında bulunduklarını, davalının sebepsiz şekilde satıştan vazgeçtiğini, bahsi geçen sözleşmenin 3-B maddesi ile satıcı-davalının, sözleşmenin ifasından vazgeçmesi halinde satışa mahsuben aldığı peşinat bedelinin 2 katını alıcı-davacı ...’ya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ve yine davalının satıştan vazgeçtiğinden 09/11/2013 Tarihli komisyon sözleşmesinden kaynaklanan davacı komisyoncu ...’ın alacağını talep hakkı olduğunu, davacıların bu alacaklarının tahsil için takip başlattıklarını belirterek Urla İcra Dairesinin 2014/80 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıların satış günü satış yerinde olmamaları nedeniyle satışın gerçekleşemediğini, satış tarih ve saatinde belirlenen yerde olmayarak satış işleminin yapılmamasına sebep olan asıl sözleşmeden cayan/vazgeçen tarafın davacı taraf olduğunu, davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Davanın kısmen KABULÜ ile, Urla icra müdürlüğünün 2014/80 E. sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan 30.01.2014 havale tarihli itirazın kısmen İPTALİ ile ; takibin 31.800 TL komisyon ücreti, 368,53 TL işlemiş faiz, (taleple bağlı kalınarak); 3.000 TL kapora bedeli, 8,88 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, Asıl alacaklar toplamı olan (31.800+3.000 TL =34.800 TL) üzerinden % 20 oranında hesaplanan 6.960 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara ÖDENMESİNE, İtirazın iptal edilmeyen kısmı yönünden davalı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, aslolan iyi niyet olduğundan ve karşı tarafın itirazın iptali davası açmasında haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından iş bu talebin REDDİNE karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar, aralarında düzenlenen 09.11.2013 tarihli tellallık sözleşmesine aykırı olarak davalının satıştan vazgeçtiğini ve sözleşmenin 5. maddesine göre davacı komsiyoncuya (...) yazılı komisyon bedelinin, yine sözleşmenin 3-B maddesine göre davalı satıcının aldığını Kaparo bedelinin iki katının davacı alıcıya (...) ödenmesi için takip yaptıklarını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalı, taşınmazın alımından davacı alıcı ...’nın tapu işlemlerine katılmayarak vazgeçtiğini savunmuştur. Her ne kadar mahkemece, davacı komisyoncu ...’ın tellallık ücretini hak ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; taraflar arasında Türk Borçlar Kanununun 520. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 09.11.2013 tarihli mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon sözleşmesi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak satımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3"ü oranında tellallık ücretinin davalı satıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının satıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır. Bunun dışında talep edilen % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, TBK"nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin resen gözetmesi gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, cezai şartın fahiş olduğunun kabulü gerekir. O halde, davalının sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak satımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin yanında geri kalan % 3’ü oranındaki cezai şarttan da BK".nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece az yukarıda açıklandığı gibi yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.