11. Hukuk Dairesi 2019/1021 E. , 2019/7833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11/12/2018 tarih ve 2018/351-2018/730 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı Ebrar Danışmanlık Şirketinin Pier Cardin Mobilya Mağazasını aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığını, bakiye alacağı için davalıya fatura gönderdiğini ancak davalının faturayı iade ettiğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Rize İcra Müdürlüğünün 2011/6309 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin aldığı mobilyaların bedelinin tamamiyle ödendiğini, ürünlerin de ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; davalının tüketici olması sebebiyle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıldığı, davalı tüketicinin Trabzon ilinde ikamet ettiği ve söz konusu malların Trabzon"daki evine teslim edilmiş olması nedeniyle yetkili icra dairesinin tüketicinin bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu, itirazın iptali davasının dava şartlarından birinin yetkili icra dairesine yapılmış bir icra takibinin bulunması olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, ilamsız icra takibinde genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğu ve takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK"nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK"nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. TBK 89/1 maddesi uyarınca para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Uyuşmazlık sözleşmeden doğan bir para borcuna ilişkin olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Somut olayda, taraflar arasında mobilya satışından kaynaklanan bir sözleşme ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, icra takibinde bu sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan ve tahsil edilemeyen bir kısım para alacağının tahsilini talep etmektedir. Taraflarca para borcunun ifa yeri bakımından alacaklının ikametgahından başka bir yer kararlaştırıldığı iddia ve ispat olunmamıştır. Bu itibarla, mahkemece alacaklının ikametgahı olan Rize İcra Dairesi"nin icra takibinde yetkili icra dairesi olduğunun kabulü gerekirken, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.