12. Hukuk Dairesi 2018/4537 E. , 2018/10263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece meskeniyet iddiasının kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, İİK"nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu unsurları içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, sosyal ve ekonomik durumuna uygun daha mütevazi yerlerde edinebileceği meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Bununla birlikte; meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde, borçlunun haline münasip evin kıymeti belirlenirken, sadece taşınmazın arsa değeri ve meskenin kıymetinin belirlenmesi gerekir. Yani belirlenen bu değerin içinde borçlunun diğer ihtiyaçları için gerekli olan taşınmazın eklentilerinin değerleri bu değerin içinde yer almaz.
Somut olayda; meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın 813,95 metrekare ve 1/2 hissesinin borçlu ... adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazın şikayetçi dışında 1 hissedarının daha bulunduğu ve tapu kaydının muhdesat bilgileri bölümünde “....Bir Katlı ...... tarafından yaptırılmıştır.” şeklinde şerhin olduğu görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; iki katlı binanın zemin kat kısmının bir bölümün ev, bir bölümün ahır-samanlık olduğu bu kısmın tamamının borçluya ait olduğu, ev alanı için 16.986,00-TL değer biçildiği, ahır-samanlık alan için ise 6.666,00-TL. değer biçildiği toplam bu kısmın 23.634,00-TL değerinde olduğu, birinci katta bulunan evin, odunluğun ve arsanın yarısının borçluya ait olduğu, birinci katta bulunan ev için 28.492,10-TL değer biçildiği (yarısı borçluya ait olduğundan hissesine düşen miktarın) 14.264,05-TL olduğu, odunluğa 4.160,00-TL değer biçildiği (yarısı borçluya ait olduğundan hissesine düşen miktarın) 2.080,00-TL olduğu, arsaya 813,95-TL değer biçildiği (yarısı borçluya ait olduğundan hissesine düşen miktarın) 406,98-TL olduğu ve bu belirlemelere göre şikayete konu taşınmazın değerinin toplam 40.527,03-TL olarak tespit edildiği, söz konusu miktar ile, borçlunun köyde tek katlı, oturmaya müsait bir ev almasının mümkün olduğu kanaatine yer verilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira; taşınmazın değeri belirlenirken borçlunun diğer ihtiyaçları için gerekli olan ahır, samanlık ve odunluk değerleri de bu değer içinde yer almış, diğer taraftan bulunduğu yerden daha mütevazi koşullarda haline münasip evi alabileceği değer açık bir şekilde belirlenmemiştir. Kaldı ki, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bir takım hesaplama hataları da mevcuttur.
O halde Mahkemece, belirtilen kriterler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun, açıklandığı üzere, bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.