9. Ceza Dairesi 2014/4419 E. , 2014/7121 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, patlayıcı madde bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma
Hüküm : 1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında;
a) TCK’nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 62, 53/1,58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) TCK’nın 174/1-2, 62, 52/2-4, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanıklar ..., ... ve ..., hakkında;
a) TCK’nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 221/4, 62, 53/1,58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) TCK’nın 174/1-2, 62, 52/2-4, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- Sanık ... hakkında;
a) TCK’nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 62, 53/1,58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) TCK’nın 174/1-2, 62, 52/2-4, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
c) TCK’nın 170/1-c, 62, 53/1, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet
d) 30.09.2007-12.06.2008-25.08.2008-23.11.2008 tarihli propaganda suçlarından; 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62, 53/1, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet, (4 kez)
Temyiz edenler : 1- Sanık ..., 2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma, sanık ... hakkında ayrıca genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve 23.11.2008 tarihli silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere ilişkin yapılan incelemede;
Sanıkların örgüt adına işlediği patlayıcı madde bulundurma suçunun hüküm tarihinde 30.04.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadığı, sanık ...’ın işlediği 23.11.2008 tarihli propaganda suçuna ilişkin olarak ise, kimliğin gizlenmesi amacıyla yüzün kapatılması şeklinde işlenen silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu için gereken saik de nazara alındığında 3713 sayılı Kanunun 7. maddesi 2. fıkrasının 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun aynı fıkra (a) bendinde düzenlenen suç için öngörülmediği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında örgüt adına işlediği genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan tayin edilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 4. maddesi delaletiyle 5/1. maddesi uyarınca arttırılmaması suretiyle eksik ceza tayini ve sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütü adına suç işleme suçuna ilişkin olarak yasal şartları oluşmadığı gözetilmeden haklarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında 30.09.2007-12.06.2008-25.08.2008 tarihli silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
Buna göre, sanığın 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu gözetilerek suçun tarihleri ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.