11. Hukuk Dairesi 2018/3765 E. , 2020/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/04/2018 tarih ve 2017/108-2018/179 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 04.02.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince davalının müvekkilinin menajerlik hizmetleri karşılığı sözleşmeye konu faaliyetlerde elde edeceği gelirin %20"lik kısmını komisyon olarak ödemesinin öngörüldüğünü, buna KDV"nin dahil olmadığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi davalının müvekkiline haber vermeksizin başka bir dizide rol aldığını ileri sürerek, şimdilik 7.500.- TL komisyon ücreti ve 3.060.- TL KDV olmak üzere toplam 10.560.- TL alacağın 01.12.2011 keşide tarihinden ve 30.000 ABD doları cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 1 yıl boyunca üzerine düşen hiç bir görevi yerine getirmediğini, hiç bir projede iş teklifi yapılmadığını, bunun üzerine tarafların bu konuyu görüşerek müvekkilinin sözleşmeyi sözlü olarak feshettiğini, menajerin herhangi bir iş temin etmemesi nedeniyle komisyon alacağının bulunmadığını, vicdani nedenlerle davacının talebi üzerine 15.02.2012 tarihinde 15 bölüm karşılığında 7.500.- TL ile 15.03.2012 tarihinde 4 bölüm karşılığı 2.000.- TL"yi elden ödediğini, davacının cezai şart talep edemeyeceğini, cezai şartın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalının "Avrupa Avrupa" isimli dizide oynadığı, davacının davalıya bir dizideki birkaç bölümlük rolü dışında herhangi bir iş temin etmediğini ve bu nedenle de görüşerek sözlü olarak sözleşmeyi feshettiği, davaya konu olan "Avrupa Avrupa" dizisindeki rolünü de davacının katkısı olmadan kendi çabasıyla temin ettiği, sözleşmenin 3. maddesiyle davalının mesleki işlerinin davacı ajans tarafından yürütülmesi öngörülüp, 4. maddesinin değişik fıkralarında davalıya ağır yükümlülükler getirilmesine ve 4.8 maddesiyle de davacının kendisine ulaşan teklifleri ajansa bildirmesi yükümlülüğü öngörülmüş ise de, davacı lehine davalının çalışma koşullarını kısıtlayan bu ağır hükümlere karşılık davacı aleyhine somut yükümlülük getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin davalıya ağır yükümlülükler getiren maddeleri Türk Borçlar Kanunu"nun 27. maddesiyle öngörülen kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırılık içerici mahiyette olduğundan bağlayıcılığı olmadığı, sözleşmede davalının çalışma özgürlüğünü, sözleşme serbestisi hakkını, hayatını idame ettirme gibi temel kişilik haklarını ihlal edici hükümlere yer verildiği, sözleşmenin bütünü dikkate alındığında sıralanan tüm yükümlülükler oyuncunun aleyhine olduğu menajer aleyhine hiçbir yükümlülük getirilmediği, bu durumda anayasa ile korunan kişilik haklarının ihlali nedeniyle kamu düzenine aykırı bulunduğu, oyuncuya iş sağlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen menajerin sanatçının kendi imkanlarıyla bulduğu iş kapsamında davalıdan tazminat talep etmesinin MK 2. madde kapsamında hakkaniyete uygun olmadığı gibi komisyon ücreti ve cezai şart isteminin de hakkaniyete uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menajerlik sözleşmesine dayalı komisyon alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle, sözleşmenin davalı için bağlayıcı olmayacağı ve davalının kendi imkanlarıyla bulduğu iş nedeniyle davacının tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak taraflar arasındaki “Bookink Satış&Pazarlama Sözleşmesi” incelendiğinde, sözleşmenin konusu, sanatçının yurtiçi ve yurtdışındaki mesleki işlerinin ve diğer alakalı faaliyetlerinin, pazarlama ve satış haklarının münhasıran ajansa devri ve ajans tarafından yürütülmesi hususunda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin tespitidir. Sözleşmeye göre, sanatçı işbu sözleşme süresince tüm mesleki işlerinin satış ve pazarlamasını münhasıran ajans aracılığıyla gerçekleştirecektir. Ajans, sanatçıdan yapacağı tüm faaliyetler için net %20 komisyon alacaktır. Bu oran ve bedellere KDV dahil değildir.
Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davalı sanatçı, sözleşme gereği davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kendi imkanları ile iş bulduğunu savunmuş ise de, davacının talebi üzerine davacının komisyon alacağına dair kısmi ödemelerde bulunmuştur. Kalan tutarları da ödeyeceklerini ancak davacının avukatına ulaşamadıklarını beyan etmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ve davalı tarafından davacıya yapılan ve kabul gören kısmi ödemeler de birlikte dğerlendirilerek sonuca varılması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.