11. Hukuk Dairesi 2019/1254 E. , 2019/7830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2017 tarih ve 2016/119 E- 2017/335 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/12/2018 tarih ve 2018/533 E- 2018/1299 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ticaret unvanının da kılavuz unsuru olan ve TPMK başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tescilli “NEXT” esas unsurlu tanınmış markaların maliki olduğunu, davalı gerçek kişinin 2014-88499 başvuru numaralı "NEXTERA" ibaresinin tescili için davalı TPMK"ya yaptığı başvuruya müvekkilince itiraz edildiğini, yapılan itirazın davalı kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa söz konusu başvuru ile müvekkili adına tescilli “Next” esas unsurlu seri markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğunu,iltibas tehlikesinin bulunduğunu, 556 sayılı KHK"nın 8/5 maddesi uyarınca da başvurunun reddedilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin kötüniyetli olduğunu, davalı gerçek kişinin müvekkili şirketin itibarından faydalanmayı amaçladığını ileri sürerek YİDK"in 2016-M-1341 sayılı kararının iptaline, söz konusu başvurunun tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin başvurusuna konu “nextera” ibaresi ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, müvekkili markasının, davacı markaları ile görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu "NEXTERA" ibareli marka başvurusu ile davacının "NEXT", "NEXTWAVE", "NEXTSTAR", "NEXT HOME" ibareli markalarının benzer olduğu, başvurunun kapsadığı 16, 35, 38, 41 ve 42. sınıflar bakımından, mal ve hizmet listelerinin aynı/aynı tür emtialardan oluştuğu, dolayısıyla markalar arasında, davalı başvurusunun mal ve hizmet listesinin tamamı bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin ve tescil engelinin bulunduğu, davacının “NEXT & NEXTSTAR” markasının tanınmış marka olduğu ancak somut olayda, davalı başvurusunun kapsadığı tüm hizmetler bakımından iltibas oluştuğundan, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin somut olaya uygulanmasına gerek olmadığı, davacı şirketin ticaret unvanının 556 sayılı KHK’nin 8/5 maddesi anlamında tescil engeli ve hükümsüzlük nedeni teşkil etmediği, davacının KHK 8/3 maddesi anlamında tescilsiz markadan kaynaklı bir hakkının da bulunmadığı, davalı başvurusunun kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK"in 2016-M-1341 sayılı kararının davacının itirazının reddi ile ilgili kısım yönünden iptaline, davalı gerçek kişi adına tescilli 2014/88499 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; "NEXTERA" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "NEXT" asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerle davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunduğundan taraf şirketlerin farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin ve farklı tüketici kitlelerine hitap etmelerinin varılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.