21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18317 Karar No: 2017/4007 Karar Tarihi: 15.05.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/18317 Esas 2017/4007 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/18317 E. , 2017/4007 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminat ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R
Dava, murislerinin 14.02.2003 tarihinde iş kazası sonucunda ölümünden doğan manevi zararlarının davalıdan tahsil edilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ve buna göre davacı anne ... için 2.000,00 TL ye, davacı baba ...için 2.000,00 TL ye ve davacı dört kardeşten her biri için 1.000,00 TL olmak üzere 8.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davaya konu tazminat isteminin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususundadır. Dava iş kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine dayanmakta olup, bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı Yasa"nın 146. maddesi gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. ... 17. İş Mahkemesinin 2013/28E 2014/297K sayılı dosyasında, bu dosya davacıları tarafından, davalı ... Pazarlama Ltd. Şti. aleyhine açılan maddi - manevi tazminat dosyasında, taraflarca takip edilmeyen ve 3 aylık sürede yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına dair hüküm kurulduğu ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda iş kazası sonucu ölüm 14.02.2003 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 30.10.2014 tarihinde açılmıştır. Bu duruma göre gerek iş kazasına bağlı ölüm tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunun 125. maddesi ve gerekse halen yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu"nun 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin geçmiş bulunduğu açıktır. Davalı vekili dava dilekçesini tebellüğ ettikten sonra 6. gün zamanaşımı def"ine dayanmış olup, kaza tarihi üzerinden 12 yıl geçtiğini beyan ederek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Hal böyle olunca, dava konusu manevi tazminat isteminin davalı şirket bakımından reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 15.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.