Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/17612 Esas 2017/8678 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17612
Karar No: 2017/8678
Karar Tarihi: 27.09.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/17612 Esas 2017/8678 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/17612 E.  ,  2017/8678 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı avukat, davalıların birikmiş nafaka alacaklarının tahsili için vekaleten yürüttüğü dava ve takipleri gereği gibi yerine getirdiğini ancak davalılar tarafından haksız şekilde azledildiğini ileri sürerek aralarında imzalanan ücret sözleşmeleri kapsamında hakettiği 152.884,00 TL ücretin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 93.810,90 TL’nin 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, haksız azil nedeni ile kendisine ödenmeyen vekalet ücretlerinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesinde ücret sözleşmelerine binaen vekaleten yürüttüğü her takip ve dosya için ayrı ayrı açıklama yaparak istemde bulunmuştur. Mahkemece, azlin haksızlığına hükmedilerek gerekçede davacının yalnızca nafaka alacağı için yapılan icra dosyasından ücrete hak kazandığı diğer dosyalardan ise ücrete hak kazanmadığı belirtilmiştir. Bu kapsamda gerekçede icra dosyasından kaynaklanan alcağın 91.890,00 TL olduğu açıklanmış nevar ki, fazla istem olarak reddedilen diğer dosyalar içinde hesaplamalar yapıldığı gibi hüküm fıkrasında gerekçede hiç bahsedilmeyen ve anlaşılamayan 93.810,90 TL"ye hükmedilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu aldırılmamış, bu rakama nasıl ulaşıldığı gerekçede açıklanmamıştır.
    6100 sayılı HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda, Mahkemece yukarıda açılanan temel ilkelere uyulmaksızın verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma şekil ve sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.