23. Hukuk Dairesi 2015/4678 E. , 2016/638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hibrit mısır üretim sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili idarenin sözleşmenin imzalanmasından itibaren tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili idarece teminat mektubu verilerek hasada başlanılması konularında ayrı ayrı yapılan çağrı ve uyarılardan sonuç alınamaması nedeniyle teminat mektubunun nakde çevrildiğini ve bakiye alacak bölümünün ödenmemesi halinde sözleşme gereğince işlem yapılacağının davalıya tebliğ edildiğini, sözleşme gereği ürün bedeli, cezai şart ve hasat, kurutma, nakliye, depolama bedellerinden müteşekkil alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 81,464,41 TL alacağın borç bildirim tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı işletmenin sorumluluğunda olan tohumluğun yetiştirilmesinde gereken özeni göstermediğini, kusurlu davrandığını, yapılan hesaplamaya göre müvekkili şirketin bakiye borcunun 40,180,00 TL olabileceği, ancak davacı işletmenin davasını 81.464,41 TL üzerinden açtığını, ayrıca teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle müvekkili şirketin ilgili bankaya reeskont faizi ödemek zorunda kaldığını ve yeniden teminat mektubu alamadığından, bu zararın da davacı işletme tarafından karşılanması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre sözleşmenin ifası zımnında 2 ayrı banka teminat mektubu düzenleneceği, ilk teminat mektubu sözleşmenin imza tarihinde ikincisi hasada başlamadan 15 gün önce verileceği, sözleşmenin 8.2. maddesine göre şirket ek teminat mektubu vermediği takdirde hasada izin verilmeyeceği gibi daha önce verilen teminat mektubu nakde çevrilerek %10"u cezai şart olarak irat kaydedileceği ve teminattan geriye kalan miktar firmanın borcuna mahsup edileceği hükmünün bulunduğu, anılan cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğu ve yapılan sözleşme gereği ikinci teminat mektubu davalı şirket tarafından davalı idareye verilmediği, ancak davacı idarenin ifadan vazgeçip akitten döndüğü 26.11.2008, 17.12.2008, 24.12.2008 tarihli yazı muhteviyatlarından anlaşıldığı gözetildiğinde her iki tarafın borcunun sona ereceği, sözleşmeden dönüldüğünden taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın hükümsüz kabul edileceği, 630 dekar arazinden elde edilecek ürün bedeli ile hasat ve kurutma için yapılan masraflar eklendikten sonra teminat
mektubunun nakde çevrilmesi sonucu elde edilen bedel ve davacı işletme tarafından belirtilen verim tahminine göre alınması gereken verimin 48.515 Kg üzerinden hesaplanması sonucu tespit edilen 42.283,21 TL"nin davacı tarafça talep edilebileceği gerekçesiyle, 42.283,21 TL"nin 02.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
HMK"nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılması halinde, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, mahkemece, kısa karar ile bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmelidir.
Mahkemece, hükmün gerekçesinde 42.283,21 TL"nin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde hüküm bölümünde nedeni belirtilmeden 44.283,21 TL"nin kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.