Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/25657
Karar No: 2018/4263
Karar Tarihi: 16.04.2018

İşkence - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/25657 Esas 2018/4263 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2017/25657 E.  ,  2018/4263 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İşkence
    HÜKÜM : Beraat

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dairemizin 06.11.2017 gün ve 2016/12186 esas, 2017/12375 sayılı ilamındaki bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.12.2017 tarihinde itirazda bulunulması üzerine dosya incelendi:
    Katılanın bir suç şüphesi ile takibi sırasında polis memuru sanıklardan kaçmaya çalışırken, tel örgülere takılarak yere düştüğü ve bu esnada sanıkların yere düşen katılanın yanına gelerek batın bölgesine tekme atmaları sonucu katılanın dalağının ağır derecede hasar gördüğü, bilahare dalağının alındığı şeklinde iddia olunan olayda; katılanda meydana gelen yaralanmanın telden atlama sırasında düşme sonucu oluşmayıp, sanıkların attıkları tekme neticesinde oluştuğu, katılanın aşamalarda değişmeyen anlatımları, dosyada mevcut doktor raporları, adli tıp raporu ve tanık beyanlarından anlaşılmakla, sanıkların eylemleri sistematik ve süreklilik arz eder şekilde olmadığından, işkence suçunu oluşturmadığı, kamu görevlisi olan sanıkların bu haliyle eylemlerinin neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle Dairemizin sanıklar hakkında 06.11.2017 gün ve 2016/12186 esas, 2017/12375 karar sayılı bozma kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilerek,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen itiraz içeriği açıklanan nedenle yerinde görülmediğinden istemin REDDİNE, dosyanın 6352 sayılı Yasanın 99/3. maddesi ile CMK.nun 308. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.04.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI DÜŞÜNCE
    Katılanın, 17/01/2010 tarihinde olaydan hemen sonra adli tabibe götürülüp doktor raporunun alınmasının akabinde saat 04:00 da şüpheli sıfatıyla müdafii huzurunda alınan ifadesinde "trafik ekibinin dur ihtarına alkollü olması, ehliyetinin bulunmaması ve aracın kendisi üzerine olmaması nedeniyle uymadığını, arabayla çeşitli yollardan geçiren olay mahalline geldiğinde aracı durdurarak aşağı inip kaçtığını, 100 mt. gittikten sonra bahçe teline takılarak düştüğünü, düştüğü yerden kalktıktan sonra kendisini takip eden polis ekiplerinin yanına geldiğini" belirtmiş, polisler tarafından tekmelendiğine ilişkin bir beyanı olmamıştır. Bu ifadenin ardından gözaltından çıkış için tekrar hastaneye götürülüp Dr. raporu alındığı ve abisi ..."a teslim edildiği ve çıkış raporunda acil servise müracaatı önerildiği için hastane acil bölümüne götürüldüğü, yapılan tetkikler sonucu dalağının yırtıldığının tespit edildiği, katılanın abisi ... ve onunla birlikte bulunan tanık ..."ın beyanları ile tıbbi belgelerden anlaşılmaktadır.
    17/01/2010 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına gelerek ihbarcı olarak ifade veren katılanın abisi ..."ın Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde "kardeşi olan katılanın sabah 04,30 sıralarında karakolda işlemlerinin bittiğini, teslim aldıktan sonra karnının ağrıdığını söylediğini, polis otosuyla hastaneye götürdüklerini, hastanede muayene edildiğini ve sabah saat 08;00 da ameliyat edilerek dalağının alındığını, dalağının patlamış olduğunu, "görevlilerce darp edildiğini düşünüyorum. Ben kardeşimin yakalandığında darp edildiği kanaatindeyim."" biçiminde, varsayıma dayalı olarak görevli polislerin katılanı darp etmiş olabileceği şeklinde beyanda bulunarak ihbarcı olmuştur.
    Katılan ... ise olaydan dört gün sonra 21/01/2010 tarihinde alınan ikinci ifadesinde; Avukat huzurunda alınan ilk ifadesinden tamamen farklı olarak "adli tabibe polislerin kendisini tekmelediğini, karnının ağrıdığını söylediğini, ancak tabibin kendisini muayene etmediğini" belirterek ifadesini değiştirmiştir. Bu beyanında, yaya olarak kaçarken tellere takılıp düştüğünden de hiç söz etmemiş, yaralanmasının polislerin tekmelemesi sonucu olduğunu iddia etmiştir.
    Katılanın kardeşi olan ihbarcı ... ile birlikte olaydan sonra hastaneye gelen tanık ..."ın Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde; "... telefonla kardeşi ile görüştü, telefonla görüşme sırasında bana anlattığı kadarıyla, "kardeşinin alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle Vilayet binası önündeki polislerin dur ihtarına uymayarak kaçtığını, polislerin takip ettiğini, Elmalıdere mahallesinde sıkıştırdıklarını, araçtan inip koşmaya başladığını ve bir bahçe çitinden atlayarak bahçeye düştüğünü, bu sırada polislerin kendisini yakaladığını" söyledi." şeklindedir.
    Olaydan hemen sonra alınan samimi beyanlarda; katılanın polisten kaçtığı, bir süre sonra aracından inerek yaya olarak kaçmaya devam ettiği, olay yerinde bulunan bahçe çitinden atlamak isterken düştüğü ve bu düşmeden sonra artık kaçamadığı ve yakalandığı katılan, katılanın abisi olan ihbarcı ..., tanık Yasin ve dosyadaki tutanaklar ile olay yeri fotoğraflarıyla sübuta erdiği anlaşılmaktadır. Katılanın dosyada bulunan fotoğraflara göre yaklaşık 1,5...2 metre yükseklikte bulunan bahçe çitinden düşerken yerde bulunan sert toprak veya taş gibi cisimlere çarpması sonucu dalağının yaralanması muhtemeldir.
    Keza; katılanı yakalayan sanıkların araçlarının lastiğinin patlak olması nedeniyle gözlem altına giriş raporunu almak üzere 6240 nolu ekipteki görevlilerin hastaneye götürdüğü, doktor raporunun sanıklar dışındaki bir ekip tarafından alındığı tanık ..."un beyanından anlaşılmaktadır. Sanıkların katılanı tekmeleyerek yaraladığı bir an düşünülse bile bu durumda katılanın doktor raporunu kendilerinin alması veya raporu alacak ekiple birlikte hastaneye gelmeye çalışmaları gerekirdi. Katılanın doktor raporunun alınması sırasında sanıkların orada bulunduğuna dair bir iddia bulunmamaktadır.
    Adli Tıp Kurumu Uşak Şube Müdürlüğünün 22/04/2010 tarihli ve Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 25/11/2011 tarihli raporlarında birbirini teyit edecek şekilde "Adli tıbbi bilgiler ve kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belge ve evraklarda kişideki lezyonların tanımlanan nitelikleri dikkate alındığında; düşerek, sert ve uygun bir zemine çarparak meydana gelebileceği gibi tekme, yumruk gibi künt bir cismin bu bölgeye vurulması sonucunda da oluşabileceği ve bunlar arasında tıbben bir ayrım yapılamayacağı" şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Katılanın yaralanmasının sanıklar tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin, katılanın aşamalarda değişen çelişkili iddiaları ile ihbarcı konumundaki abisinin dosya kapsamı ve tanık beyanları ile uyumsuz, varsayıma dayalı iddiaları dışında delil ve emare bulunmamaktadır.
    Katılanın dalağından ameliyat olmasından sonra olası hastane masrafları ve kendisi hakkındaki suç isnadından doğabilecek yaptırımları sanıklara yükleme gayretiyle sanıklar hakkında isnatta bulunması mümkündür. Sanıkların atılı suçu işlediklerinin şüpheden uzak bir biçimde sübuta ermediğine ilişkin mahkemenin kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı düşünülmüştür.
    Yukarıda yapılan açıklamalar nedeniyle; katılanın sanıklar tarafından tekmeyle vurularak yaralandığı sübuta ermediğinden, Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun itirazın reddine ilişkin görüşüne katılmıyoruz.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi