7. Hukuk Dairesi 2013/15285 E. , 2014/3944 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kahramanmaraş İş Mahkemesi
Tarihi : 25/12/2012
Numarası : 2012/318-2012/816
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalıya ait işyerinde 1.10.1990-22.9.2005 tarihleri arası 4882 gün olarak çalıştığını, ancak sigortasının eksik yatırıldığını, bu nedenle Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2007/933 Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti ve işçilik alacakları talebi ile dava açtığını, yargılama sırasında davanın tefrik edilerek alacak davasının Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2007/1132 Esas-2010/14 Karar sayılı ilamı ile 1.1.1994-22.9.2005 tarihleri arası 2958 gün kıdemi bulunduğunun kabulü ile kıdem tazminatının hüküm altına alındığını, verilen kararın Yargıtay 9 HD nin 2010/10763 Esas ve 2012/16495 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini; daha sonra hizmet tespiti davasında da 1.10.1990-22.9.2005 arası 4882 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 21 HD nin 2010/6788 Esas ve 2012/1660 Karar sayılı ilamı ile ONANARAK kesinleştiğinden bahisle aradaki süre yönünden fark kıdem tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir..
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını ve işyerinin diğer ortaklarının davalı gösterilmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile bakiye kıdem alacağı, ilk alacak davasındaki rakamlar esas alınmak suretiyle hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114.maddesinde davanın görülebilmesinin şartlarını “dava şartı” başlığı altında düzenlemiş olup bu düzenlemeye göre,(i)bendinde “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması”nı dava şartı olarak kabul etmiştir. HMK nın 115. Maddesinde ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükümlerini getirmiştir. Hal böyle olunca, davacının talep etiği kıdem tazminatı alacağı hakkında daha önce Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2007/1132 Esas-2010/14 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilmiş ve karar Yargıtay 9 HD nin 2010/10763 Esas ve 2012/16495 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Bu durumda bu davada mahkemece kesin hükmün varlığı nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gereklidir.
Davacının, kıdem tazminatı talebinin yeniden incelenebilmesinin tek yolu 6100 sayılı HMK nın 374.v.d. Maddelerinde düzenlenen "Yargılamanın İadesi" talebinde bulunmasıdır. Davacı 375.maddenin (ı) bendinde düzenlenen "bir dava sonunda verilen hükümün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada öncekine aykırı bir hükmün verilmiş ve bu hükmünde kesinleşmiş olması" hükmüne dayanarak Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2007/1132 Esas-2010/14 Karar sayılı dosyasında yargılamanın iadesini talep ederek, hizmet tespiti davası sonucunda kesinleşen 01.10.1990-22.9.2005 arası 4882 günlük tüm süre yönünden kıdem tazminatı talebinde bulunmak suretiyle alacağına kavuşma hakkına sahiptir. Bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine. 17/2/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.