11. Hukuk Dairesi 2019/1580 E. , 2019/7814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/02/2018 tarih ve 2017/239 E- 2018/47 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/666 E- 2019/61 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “101”, “101 A”, “A 101”, “A-101 ALIŞVERİŞİN GÜLEN YÜZÜ+ŞEKİL”, “A.101 AKSİYON”, “A.101 AKTÜEL”, “A-101 HARCA HARCA BİTMEZ” ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, davalının "104A" ibareli, 13.sınıftaki "Ateşli, havalı, yaylı silahlar ile bunlara ait kılıf ve askı kayışları. Ağır silahlar, havanlar, roketler. Havai fişekler. Kişisel kullanım için koruyucu gazlar." ürünlerini içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya kötüniyet, önceye dayalı kullanılan işaret ve markalarla iltibas ile tanınmışlık vakıa ve hukuki sebeplerine dayanarak yaptıkları itirazın önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini, önceye dayalı kullanımdan doğan haklarına zarar vereceğini, kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK"in 2017/M-2492 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kooperatif vekili, davacının itirazına mesnet markalarla müvekkili başvurusu arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı markalarından sadece 2008/67187 sayılı “A.101” ve 2010/33661 sayılı “A-101 ALIŞVERİŞİN GÜLEN YÜZÜ” ibareli markalarının kapsamında 13.sınıf ürünlerin bulunduğu, diğer markalarının kapsamında 13.sınıf ürünlerin bulunmadığı, bu nedenle davacının, diğer markalarına dayanarak 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi hükmüne dayalı olarak davacının başvurusunun tesciline itiraz etme hakkının bulunmadığı, davacının 2008/67187 ve 2010/33661 sayılı markalarıyla davalının "104A" ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme, harf ve rakamların yerleştirilme biçimi ile renklendirme bakımından görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru kapsamında yer alan 13.sınıftaki ürünlerin davacının 2008/67187 ve 2010/33661 sayılı markalarının kapsamında bulunduğu, aynı tür sayılabilen bu ürünlerin tamamen yetişkinlere ve kısmen de profesyonellere hitap ettiği, bu ürünlerin satın alınması için öncelikle yasal birçok prosedürün yerine getirilmesinin gerektiği, satın alınması için gerekli zaman ve ödenmesi gereken ücret ile kullanım alanları nazara alındığında iltibasın bulunmadığı, davacının "A-101" ibareli markasının perakendecilik sektöründe belli bir bilinirliğinin olduğu, ancak davacı markası bir an için tanınmış sayılsa da işaretler benzemediğinden sonucun değişmeyeceği, yine işaretler benzer bulunmadığından kötüniyetli başurdan da söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, aynı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.