6. Ceza Dairesi 2013/30371 E. , 2016/1191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Üye .. .. .."un, sanık hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı kaldırılmadan açılan dava üzerine yargılamaya devamla hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu yolundaki görüşü oyçokluğu ile reddedilerek yapılan incelemede;
Suça konu malın değerinin azlığı nedeniyle cezadan indirim yapılması sırasında, CMK.nın 232/6.maddesine aykırı olarak hüküm fıkrasında uygulama maddesinin gösterilmemesi, yerinde eklenmesi olanaklı yazım hatası kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamış,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
1- Usul yönünden,
Sanık hakkında yapılan soruşturma sonunda, Cumhuriyet Savcısı ... ... tarafından 2011/3017 sayılı evrakta; 22.8.2011 tarihinde, yağma ve hakaret suçlarından 2011/2861 numaralı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinden sonra, bu kararın onaylanmadığına, tebliğ edildiğine, itiraz üzerine kaldırıldığına veya yeni kanıtlar ortaya çıkması nedeniyle geri alındığına ilişkin bir kayıt bulunmamasına karşın, aynı Cumhuriyet Savcısı tarafından 13.11.2011 günlü iddianame düzenlenerek yağma suçundan 2011/206 sayılı iddianame ile kamu davası açılmıştır. Gerçekleştirilen incelemede, CMK"nın 172 ve devamı maddeleri uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinden sonra UYAP üzerinde yapılmış bir işlem de görülmemektedir. Kovuşturmama kararının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan 31.3.2011 günlü 6217 sayılı Kanunla değişik CMK"nın 173. maddesinde yazılı en yakın ağır ceza mahkemesince (18.6.2014 tarihli 6545 sayılı Kanunla gerçekleştirilen değişiklik sonrası bu merci, ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliği olarak değiştirilmiştir), bu karar kaldırılmaksızın ilgili Cumhuriyet Savcısının kendiliğinden, önceden verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararını kaldırarak iddianame düzenlemek suretiyle dava açması üzerine, yargılamaya (kovuşturmaya) devam edilerek karar verilmesinin,
2- Esas yönünden;
15.5.2011 olan suç tarihinde sanık .. ile mağdur ... evli olup, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle ayrı yaşamakta ve boşanma davaları devam etmektedir. Sanık, konuşup barışmak için eşinin evinin önüne gitmiş, eşi işe gitmek için yola çıktığında barışma isteğini söylemiş, reddetmesi üzerine, başka bir erkekle görüştüğünü düşünerek, böyle bir görüşmenin/mesajlaşmanın olup olmadığını tespit etmek amacıyla çantasındaki cep telefononunu zorlayarak almış, çantasını mağdura geri vermiş; şikayet üzerine de cep telefonunu aynı gün karakolda teslim etmiştir.
Yağma suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Yağma suçunda, failin hırsızlık suçunda olduğu gibi faydalanmak kastı ile hareket etmesi gerektiği açıkça belirtilmemişse de, bu husus yağma suçlarında da aranmalıdır. Fail, malı tahrip etmek, bozmak ya da başka bir kasıtla hareket etmiş olursa, yağma suçunu işlemiş olmaz. Olayımızda sanığın, eşi olan mağdurun telefonunun arama listesini ve mesajlarını kontrol ederek, kiminle görüştüğünü/mesajlaştığını tespit etmek amacıyla aldığı sabittir. Dosya kapsamından, mağdurun telefonu satmak ya da kullanmak amacıyla aldığını kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle yağma suçunun manevi unsuru oluşmadığından, mahallî mahkemenin mahkûmiyet kararının,
Bozmayı gerektirdiği görüşündeyim.