Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/21961
Karar No: 2018/6119
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/21961 Esas 2018/6119 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2017/21961 E.  ,  2018/6119 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 29. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 5. İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiş, davalı avukatının başvurusunu kabul etmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili özetle, davacının davalı iş yerinde 03.05.2007 tarihinden iş akdinin sona erdirildiği, 07/03/2016 tarihine kadar montaj operatörü olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve geçersiz nedenle feshedildiğini, davalı iş yerinde 2016 yılı Şubat ayında meydana gelen olaylarda bir çok işçinin tazminatsız olarak iş akdinin feshedildiğini, daha sonra davalı iş yerinde baskıların başladığını, iki kişilik yapılan mesailerin tek kişiye düşürülerek 12 saat çalışma yaptırıldığını, işçilerin kendi rızası ile ayrılmalarını aksi halde diğer işçiler gibi tazminatsız olarak iş akitlerinin feshedileceğinin söylendiğini, teşvik verilmek sureti ile işten çıkışların açıldığını, baskı ile müvekkilinin de aralarında yer aldığı 100 işçiden maktu dilekçe alındığını ve iş akitlerinin sona erdirildiğini, benzer şekilde çıkarılan işçilere maktu bir istifa dilekçesi imzalatan davalı şirketin, imzalamayan kişilerin iş akitlerinin tazminatsız olarak sona erdirileceğini ve kıdem tazminatına hak kazanamayacaklarını söylediğini ve işini kaybetmek istemeyen fakat tazminatsız olarak işten çıkartılmayı da göze alamayan müvekkili ve diğer işçilerin baskı ve yıldırma sonucunda imzadan imtina edemediklerini, söz konusu maktu dilekçenin el yazısı ile aynısının yazdırılıp imzalandığını, kıdem ve ihbar tazminatı adı altında bir takım ödemelerin yapıldığını, müvekkilinin iş akdinin hiç bir neden olmadan sonlandırıldığını, davalı tarafından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ödemesi neticesinde gerçek bir istifa iradesinden bahsedilemeyeceğini, işten ayrılış kodunun da davalı tarafından işten çıkarıldığının göstergesi olduğunu, davalının feshin son çare olması ilkesine aykırı davrandığını iddia ederek; davacının iş akdinin feshinin iptali ile müvekkilinin işe iadesine, boşta geçen süreler için dört aylık ücreti ve sosyal hakları tutarında ücretin ödenmesine, müvekkilinin işe iade edilmesi ve başlatılmaması halinde sekiz aylık ücreti tutarında iş güvencesi tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı 01/11/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı “...iş akdine gerek tazminatsız gerekse tazminatlı olarak son verilen diğer işçiler gibi müvekkil de, 2015 yılında yaşanan sendikal olaylar sonucunda iş yerinde yetkili Türk-metal Sendikasından -istifa ederek Birleşik-İş Metal Sendikasına üye olduktan sonra, işyerinde baskılar başlamış, davalının cevap dilekçesinde kabul ettiği ve davalı tanıklarının da beyanları ile sabit olduğu üzere, işyerinde 1 Mart 2016 tarihinde üretimin durdurulması ve gerçekleştirilen eylem üzerine, işveren tarafından gözdağı vermek amacıyla öncelikle 100 kadar işçinin iş akdine tazminatsız son verilmiş, hemen akabinde müvekkilin de aralarında olduğu yaklaşık 300 kadar işçiden maktu istifa dilekçesi alınarak iş akitlerine son verilmiştir. Müvekkilin iş akdinin eylemden birkaç gün sonra 5 Mart 2016 tarihinde sonlandırılması dahi tek başına, feshin sendikal nedene dayandığını açıkça ortaya koymaktadır.” şeklinde iddia da bulunarak, dava dilekçesinin talep kısmını, sendikal nedenle fesih yapıldığı gerekçesiyle değiştirerek, işe iadesine ve işe başlatmama tazminatının 1 yıllık brüt ücreti tutarında belirlenmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekilince özetle; davacının iş akdinin haksız feshedildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının müvekkili şirkette 03.05.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, 05.03.2016 tarihinde ise bir dilekçe vererek kıdem ve ihbar tazminatının kendisine ödenmesi halinde işten ayrılmak istediğini beyan ettiğini, somut olayda iş akdinin feshinin değil istifanın söz konusu olduğunu, şirket yönetiminin gelişen olaylar ve yaratılan huzursuzluk sonucu çalışanlarının olumsuz etkilenmesi ihtimali nedeni ile "gönüllü işten ayrılma projesi"ni hayata geçirdiğini, proje ile amaçladıklarının işten ayrılmak isteyen, farklı yerlerde çalışmak isteyen söz konusu olaylar nedeni ile motivasyonunu yitirmiş, verimli çalışma psikolojisini kaybetmiş çalışanlara bir fırsat tanımak ve çalışma ortamını yeniden yapılandırmak olduğunu, söz konusu proje kapsamında davacının bizzat başvuruda bulunarak istifa ettiğini, kıdem ve ihbar tazminatının kendisine ödendiğini, davacının iki kişilik yapılan mesailerin tek kişiye düşürülerek ve 12 saat çalıştırıldığı iddiasının ve davacının sendikal nedenle istifaya zorlandığı iddialarının doğru olmadığını, 2015 yılı Mayıs eylemlerinde bir kısım işçilerin Türk Metal Sendikası"ndan istifa edip Birleşik Metal Sendikası"na üye olduklarını, sendikal nedenle işten çıkarılma gibi bir tutumlarının olması durumunda tüm Birleşik Metal Sendikasına üye olan işçilerin istifaya zorlanması gerektiğini, bu nedenle davacının iddiasının asılsız olduğunu, müvekkili şirketin sendikal özgürlüğe müdahale ettiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının kendi isteği ile hiç bir baskı olmadan istifa ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Yerel Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak; davalı firmada 871 sendikalı işçi olduğu ve 4268 işçinin sendikaya üye olmadan çalışmaya devam ettiği, iş yerinde 2015 yılında 1136 kişinin işe alındığı 591 kişinin ise işten ayrıldığı, 30.04.2016 tarihi itibari ile de 2016 yılında 919 işçinin alındığı 595 işçinin işten çıkarıldığı, son iki senede işe alınan ve işten çıkan işçi sayıları ile iş yerinde sendikalı olan ve sendikalı olmayan işçilerin toplam sayısına bakıldığında davalı tarafça sendikalı veya sendikalı olmayan işçilere karşı farklı muamelede bulunulmadığı kanaatiyle, davacının sendikal nedenle fesih iddiasının reddine karar verilmiş, davacının davalı iş yerinde yaklaşık dokuz yıldır çalıştığı, iş veren tarafından ... işten ayrılış bildirgesinde işten çıkış kodunun "(04) Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden fesih" şeklinde gösterilmesi, istifa eden işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ödemesine hak kazanamayacağı ancak davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı bu ödemelerinde bir ikale sözleşmesinin kapsamına girmeyeceği ve davacı işçiye de ek bir menfaat sağlamayacağı, dokuz yıllık bir işçinin de istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu nedenlerle davacının istifa etmesinden bahsedilemeyeceği işveren tarafındanda davacının iş akdinin geçerli ve haklı nedenle feshedildiğine dair bir delil sunulmadığı kanaatiyle, davanın kabulü ile, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesi gereğince, işverence yapılan Feshin Geçersizliğine ve davacının İşe İadesine, Davacının yasal süre içerisinde başvurusuna rağmen işverenin süresi içerisinde davacıyı işe başlatmaması halinde; 4857 sayılı Yasanın 21/1 maddesi gereğince, davacının çalışma süresi, işten çıkarılma nedeni dikkate alınarak, ödenmesi gereken tazminat miktarının takdiren 5 aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesine, 4857 sayılı Yasanın 21/3 maddesi gereğince 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Tarafların istinaf yoluna başvurması sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi; somut olayın gelişiminin feshin sendikal nedenle yapıldığı iddiasını arttırdığı, sendikal fesih karinesinin varlığının kabul edilmesi gerektiği, davacının sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkartıldığı yönündeki deliller karşısında davalı işverenin feshin haklı nedene dayandığını ispatlayamadığı, bu nedenle yapılan feshin geçersiz olduğu ve feshin sendikal nedenle yapıldığı anlaşılmakla davacının işe iadesine ve sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya ve dosya içeriğine uygun olduğu ancak ilk derece mahkemesince sendikal tazminata karar verilmemesinin isabetsiz olduğu kanaatine varılarak; Dosya kapsamı, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olmak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının KALDIRILMASINA, Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE, davacının başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat miktarının sendikal fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE oybirliği ile karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 25 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, sendika üyeliklerini sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri gibi şartlara bağlanamayacağı hükme bağlanmıştır. Yine, işçiler arasında çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından ayrım yapılamayacağı da yasada öngörülmüştür. Sendikal faaliyetlere katılma da güvence altına alınmıştır. Sözü edilen hükümlerden “fesih dışında” olanlara aykırılık halinde işçinin bir yıllık ücretinden az olmamak üzere tazminata tabi olduğu Yasada açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2014 tarihli oturumunda verilen 2013/ 1 E sayılı kararında, maddede yer alan “…fesih dışında…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, yürürlüğün durdurulması isteminin koşulları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
    Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine dair dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. İşçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez.
    İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
    Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlüdür.
    Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta; işverenden gelen teklif üzerine ilave bir menfaat sağlanmaksızın, sadece kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek davacının iş akdi örtülü ikale sözleşmesi ile sonlandırılmış ancak, görünürde davacının istifa ederek ayrıldığı izlenimi oluşturmak için işverenin talebiyle davacının vermek durumunda kaldığı istifa dilekçesi nedeniyle iş akdi sona ermiştir. Bu oluşa göre, davalı işverenin yönlendirmesiyle yazıldığı açık olan istifa dilekçesine değer verilemeyeceğinden, davacının işe iadesine karar verilmesi doğru ise de; anlatıldığı şekliyle gerçekleşen feshin sendikal nedene dayandığının kabulü mümkün değildir. Kaldı ki, davacının 07/04/2016 tarihli dava dilekçesinde de böyle bir talep olmadığı gibi bu iddiaya ilişkin bir anlatımda yoktur.
    Netice itibariyle, davacının işe iade kararı yerinde olmakla birlikte, ... Bölge Adliye Mahkemesi 29.Hukuk Dairesi’nin ilk derece mahkemesinin aksine, feshin sendikal nedene dayandığının kabulü hatalıdır.
    4857 sayılı İş Yasası"nın 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    F) Hüküm:
    Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1-... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi’nin 17/291 Esas, 17/324 Karar sayılı ve 09/03/2017 tarihli kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davacının davasının KABULÜ İLE, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesi gereğince, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içerisinde başvurusuna rağmen işverenin süresi içerisinde davacıyı işe başlatmaması halinde; 4857 sayılı Yasanın 21/1 maddesi gereğince, davacının çalışma süresi ve işten çıkarılma nedeni dikkate alınarak ödenmesi gereken tazminat miktarının takdiren 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-4857 Sayılı Yasanın 21/3 maddesi gereğince 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya verilmesine, davacının işe başlatılması halinde peşin ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
    5- Alınması gereken 35,90 TL karar- ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar- ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
    6-Davacının yaptığı 170,00 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    8- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi