16. Ceza Dairesi Esas No: 2020/3405 Karar No: 2020/5337 Karar Tarihi: 03.11.2020
Silahlı terör örgütüne üye olmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3405 Esas 2020/5337 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların silahlı terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine karar verilmiş. Ancak sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunulmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranıldığı belirlenmiş. Bu nedenle hükümler bozulmuş ve dosyanın Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2020/3405 E. , 2020/5337 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmak Hüküm : Sanıklar hakkında; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanık ...’ın yasal süresi içinde 03.03.2020 tarihinde kararı temyiz ettiğine ve temyiz gerekçelerini bilahare bildireceğine ilişkin dilekçesini verdikten sonra, bu dilekçesine ek mahiyetinde 20.04.2020 tarihinde temyiz gerekçelerini içeren 2. dilekçesini verdiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamede, sanığın yasal süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi vermediğinden bahisle temyiz talebinin reddini isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Duruşma istemi içermeyen temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; sanıkların karı koca oldukları, sanık ...’ın kovuşturma aşamasında sanık ... adına kayıtlı olan ByLock yüklü hattı da kendisinin kullandığını savunması nazara alındığında, aynı avukat tarafından savunulmaları nedeniyle menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması, Kanuna aykırı, sanıklar ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.