Esas No: 2021/9010
Karar No: 2022/6642
Karar Tarihi: 02.06.2022
Danıştay 6. Daire 2021/9010 Esas 2022/6642 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/9010 E. , 2022/6642 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9010
Karar No : 2022/6642
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACILAR) 1- ...
2- ... 3- ...
4- ... 5- ...
6- ... 7- ...
8- ... 9- ...
10- ... 11- ...
12- ...13- ...
14- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
II- (DAVALI) ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF : 1- ... Belediye Başkanlığı
2- ...
3- ... 4- ...
5- ... 6- ...
7- ... 8- ...
9- ... 10- ...
11- ... 12- ...
13- ... 14- ...
15- ...
İSTEMİN KONUSU: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Antalya İli, Manavgat İlçesi, ... /... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın imar planında "sosyo kültürel tesis alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 400.000,00-TL maddi zararın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davanın 249.827,49 TL'lik kısmının kabulüne, 150.173,00 TL'lik kısmının ise reddine, 49.827,49 TL'nin ıslah tarihi olan 21.08.2020 tarihinden itibaren, 200.000,00 TL'nin dava açma tarihi olan 04/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplamda 249.827,49 TL'nin davalı idarece davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Aynı taşınmazın farklı hissedarlarının açtıkları davalarda farklı hesaplama yöntemi veya farklı emsalin esas alınması neticesinde aynı taşınmaz için farklı değerlerin belirlenmiş olmasının taşınmaz hissedarları arasında eşitsizliğe yol açacağı, daha önce Dava Dairelerince uygun bulunan bilirkişi raporunda tespit edilen değerin bu dava kapsamında da karara esas alınması gerektiği sonucuna varılarak; dava konusu taşınmazın 18.01.2019 tarihi itibariyle birim değerinin 1.637,24-TL/m² olarak tespitinin esas alınması gerektiğinden, bakılan davada da dava tarihi olan 04.11.2019 tarihi itibariyle TÜİK Yi-ÜFE endeksi esas alınarak güncellenmesi suretiyle dava konusu taşınmazın birim değerinin 1.737,86-TL/m² olarak hesaplandığı, bu durumda, dava konusu taşınmazın davacılar hissesine düşen değeri toplam 340.655,32-TL olacağından, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, istinafa konu İdare Mahkemesi kararının 90.827,83-TL'lik tazminat isteminin reddi kısmının kaldırılmasına, bu kısım yönünden de davanın kabulüne, sonuç olarak 340.655,32-TL'nin, 200.000,00-TL'sinin dava tarihi olan 04.11.2019 tarihinden, 140.655,32-TL'sinin ise ıslah tarihi olan 21/08/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte toplamda 340.655,32-TL'nin davalı idarece davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, taşınmaza belirlenen bedelin rayiç bedelden çok düşük olarak belirlendiği, somut emsalin uygun olmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından, taşınmaza fiili el atma bulunmadığı, sadece idarelerine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğu, ilgili yatırımcı kuruluşun izni ile maliklerince, uyuşmazlık konusu taşınmazın plandaki maksadına uygun olarak özel yapılar yapılabileceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Antalya İli, Manavgat İlçesi, ... /... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın imar planında "sosyo kültürel tesis alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne yer verilmek suretiyle, belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; programı uygulamaya koyma, ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete ait arsaları program süresi içinde kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir...
" hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. Maddesinde;(Ek:20/8/2016-6745/33 md.)
"Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Mekansal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde; "Kültürel tesis alanı: Toplumun kültürel faaliyetlerine yönelik hizmet vermek üzere kütüphane, halk eğitim merkezi, sergi salonu, sanat galerisi, müze, konser, konferans, kongre salonları, sinema, tiyatro ve opera gibi fonksiyonların yer aldığı kamu veya özel mülkiyetteki alanlardır." Anılan fıkranın (j) bendinde ise, "Sosyal tesis alanı: Sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı kreş, kurs, yurt, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, yaşlı ve engelli bakımevi, rehabilitasyon merkezi, toplum merkezi, şefkat evleri gibi fonksiyonlarda hizmet vermek üzere ayrılan kamu veya özel mülkiyetteki alanlardır." denmekte olup, plan hükümlerine göre bu alanlarda özel mülkiyete konu birçok tesisin yapılabileceği anlaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın ve Dairemizin E:2021/1988, 2021/5381 sayılı dosyalarının (aynı taşınmazın diğer hissedarları tarafından açılan) birlikte incelenmesinden; Antalya İli, Manavgat İlçesi, ... /... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın yürürlükte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 25.05.2017 tarihinde onaylanan Side (Manavgat) Turizm Alanı Side Mahallesi Revizyon İmar Planında "sosyo kültürel tesis alanı" olarak ayrıldığı, dava konusu taşınmazın, plan notlarında yapılaşmaya ilişkin yönetmeliklere atıfta bulunularak, plan notunda "Bu alanlarda, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde sosyal ve kültürel tesis alanı tanımında yer alan kullanımlar yapılabilir. Bu alanlarda belediyesince onaylanacak projeye uygun olarak uygulama yapılacaktır." ibaresine yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde, uygulama imar planı ile plan notlarında belirlenen koşullar dahilinde, mülk sahipleri ile veya devir suretiyle 3. kişiler tarafından yapılaşma hakkının kullanılabileceği, taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanım amacının bulunduğu, ortada imar planından kaynaklanan nedenlerle kamulaştırılması gereken bir taşınmazın, başka bir ifade ile hukuki el atma nedeniyle ödenmesi gereken bir tazminatın söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların hissedarı olduğu taşınmazın özel mülkiyete konu edilebilecek şekilde kullanım amacının bulunduğu, idare açısından kamulaştırma külfetinin bulunmadığı ve davacıların mülkiyet hakkının hukuka aykırı şekilde belirsiz bir süre ile kısıtlandığından bahsedilemeyeceği hususları göz önünde bulundurulduğunda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki temyize konu İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak taraflarca yapılan istinaf başvurularının kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 02/06/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.