Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3977
Karar No: 2016/618
Karar Tarihi: 10.02.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/3977 Esas 2016/618 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/3977 E.  ,  2016/618 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Şikayetçi vekili, müvekkili bankaya rehinli olan 55 EV 056 plakalı aracın, ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/20160 E. sayılı takip dosyası kapsamında 28.2.2014 tarihinde paraya çevrildiğini, ihalenin kesinleşmesini müteakiben paraların paylaştırılması için 23.03.2014 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini, bu sıra cetvelinin 26.03.2014 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, müvekkili banka alacağının rüçhanlı alacak olmasına rağmen bir kısmının sıra cetvelinde yer almadığını, derece kararının oluşturulabilmesi için satış tarihi itibariyle tüm alacaklıların alacak miktarlarının tespitinin gerektiğini, bu kurala aykırı hareket ederek satış tarihi itibariyle müvekkili bankanın rüçhanlı alacağının dikkate alınmadan derece kararı yapıldığını, İcra Müdürlüğü tarafından, müvekkili banka alacağının 28.11.2013 tarihli yazı ile bildirilen 9.500,00 TL olduğu kabul edilerek, bu miktarın rehinden kaynaklanan rüçhanlı alacak olarak sıra cetvelinde yer verildiğini, ...İcra Müdürlüğü dosyasına, 13.03.2014 tarihinde ibraz edilen bankanın ... nin 10.03.2014 tarihli yazısında, rehinle teminat altına alınmış toplam alacağın 134.231,00 TL olduğunun bildirildiğini, İcra Müdürlüğü"nce bu beyanı dikkate alınmadan sıra cetvelinin düzenlendiğini, bu nedenle sıra cetvelinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca rehin kapsamında bulunan alacak ve mer"i risklerin değişebileceğini, bu nedenle de satış tarihi itibariyle alacak ve risklerinin yeniden sorulmasının gerekmesine rağmen İcra Müdürlüğü tarafından buna aykırı hareket edildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
    Şikayet olunan vekili, şikayetçi tarafın dosyaya ibraz ettiği 28.11.2013 tarih ve NA-2162 sayılı yazısı ile şikayet dışı borçlu ..."dan 28.11.2013 tarihi itibari ile 9.500,00 TL alacaklı olduğunu bildirdiğini, aracın satıldığını, satış bedelinin 05.03.2014 tarihinde ...İcra Müdürlüğü"nün 2013/178 T. sayılı dosyasına ödendiğini, şikayetçi tarafın satış bedelinin icra veznesine girene kadar başka bir beyanda bulunmadığını, bu nedenle bulunmadığı için 28.11.2013 tarihli yazısındaki 9.500,00 TL alacak miktarı ile bağlı olduğunu, şikayetçinin hacze iştirak beyanının paranın icra veznesine girene kadar olan süre içinde yapılmadığından öncelikle süreden reddedilmesi gerektiğini, bu taleplerinin reddi halinde alacak miktarına itiraz ettiklerinden dolayı uyuşmazlığın genel mahkemelerin görevine girdiğini savunarak, öncelikle süre yönünden şikayetin reddini, aksi taktirde mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi rehin alacaklısının beyan ettiği alacak miktarının gerçek olmadığı yönündeki iddiasının İİK"nın 142. maddesi hükümlerine göre dar yetkili İcra Mahkemesi"nin görevinde olmayıp, genel mahkemeler görevli ise de, sıra cetvelinin düzenlenmesi sırasında İcra Müdürlüğü"nün rehin alacağının belirlenmesi aşamasında şikayetçi rehin alacaklısının 10.03.2014 tarihli yazısında belirtilen tutarı dikkate almaması sebebiyle sıra cetvelinin İİK"nın 16. maddesi gereğince şikayete konu edilmesi nedeniyle icra mahkemesinin görevli olduğu, düzenlenen 23.03.2014 tarihli sıra cetvelinde, rehin alacaklısı ...."nin alacak miktarının belirlenmesinde bankanın 28.11.2013 tarihli yazısına itibar edildiği, oysa bankanın daha sonraki 10.03.2014 tarihli yazısına itibar edilmesi ve rehin alacak miktarının buna göre belirlenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
    Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.
    Şikayet dışı borçlu ile şikayetçi banka arasındaki rehin sözleşmesinin 19. maddesi, ""Müşteri, özellikleri 21. maddede yazılı taşıtı/taşıtlarını gerek işbu taşıt kredisi sözleşmesinden, gerekse Bankayla imzalamış olduğu başka sözleşmelerden ve/veya herhangi bir nedenden doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere rehnettiğini kabul ve taahhüt eder "" hükmünü içermekte olup, borçlunun sadece anılan araçtan doğan borçlarının rehin kapsamında olmadığı, ayrıca banka ile imzalamış olduğu başka sözleşmelerden ve/veya herhangi bir nedenden doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil ettiği anlaşıldığından, şikayetçi bankanın 10.03.2014 tarihli yazısıyla bildirdiği borç miktarına itibar edilmesi doğru olmuştur.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    KARŞI OY YAZISI


    Somut olayda, sıra cetveli düzenlenmeden önce şikayetçi banka 28.11.2013 tarihli yazısı ile 9.500,00 TL, 10.03.2014 tarihli yazısı ile de 134.231,00 TL alacağının bulunduğunu bildirmiş; İstanbul 7. İcra Müdürlüğü tarafından da 9.500,00 TL"lik kısım rüçhanlı alacak olarak sıra cetveline yazılmış, şikayetçi banka ise bildirilen miktarın tümünün rüçhanlı alacak olarak yazılmasını istemiştir.
    Şikayetçi yanca rüçhanlı alacak olarak kabul edilmesi istenen miktarın, yine şikayetçi yanca dayanılan rehin sözleşmesindeki 25.000,00 TL"lik tutara ilişkin olmadığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim, şikayetçi de "rehnin, bankanın borçlu ile imzaladığı başka sözleşmelerden doğmuş doğacak borçların da teminatını teşkil ettiğine" ilişkin sözleşmenin 19. maddesine dayanmıştır.
    Rehin, alacağa bağlı (fer"i) bir hak olduğundan, alacağın sona ermesi ile o da nihayet bulur. Az yukarıda açıklandığı gibi rüçhaniyet istenen miktarın taşıt kredi ve rehin sözleşmesindeki 25.000,00 TL"lik miktara ilişkin olmadığı açıktır. Teminat altına alınan borç ödenmiş olmasına rağmen rehnin trafik sicilinde terkin edilmemiş olması rehnin devam ettiği yönünde bir sonuç doğurmaz. Alacağını tahsil eden bankanın yapması gereken iş, dürüst bir tacir gibi davranarak rehnin kaldırılabileceğini ilgili muhataba bildirmektir. Ancak, tam aksine günlük yaşamda, bunu borcunu ödeyen kişiler yapmakta, hatta dayanaksız maddi külfetlere katlanmak zorunda kalmaktadırlar.
    Diğer yandan, sözleşmenin genel sistematiğine bakıldığında, ana unsurlarının önceden yazılı olduğu, borçlu, miktar ve diğer hususlara ilişkin bilgilerin yazılması suretiyle tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, sözleşmenin 19. maddesi genel işlem şartı niteliğindedir. 4077 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca da, müzakere edilmeden yazılıp aynı zamanda borçlu aleyhine iyiniyet kuralına aykırı düşecek şekilde dengesizliğe yol açtığından geçersizdir, ( HGK, 28.01.2015 tarih, 2014/13-596 Esas, 2015/792 Karar).
    Borçlu tarafından ileri sürülebilecek bu hususların İcra ve İflâs Kanununun 142. maddesine dayalı şikayet ve itirazlarda alacaklı tarafından ileri sürülmesine hukukî bir engel olmadığı gibi alacaklının hukukî yararının bulunduğu da çok açıktır. Aksi durumun kabulü halinde, benzer konumdaki alacaklı ile borçluların danışıklı davranışlara yönelebileceği, dolayısıyla diğer alacaklıların zarar görebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Açıklanan nedenlerle, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan, Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi