7. Hukuk Dairesi 2013/19843 E. , 2014/3898 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 16/04/2013
Numarası : 2011/335-2013/255
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı S...a ve A.. K.. vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-A.. K.."ün temyizi yönünden; Davacı, davalı işyerinde taşeron elemanı bahçıvan olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının iş akdinin kendi isteği ile sona erdirildiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf teşkili konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerçekten hükümde, dava dışı başka bir kişi hakkında karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 297/1-b maddesine göre tarafların Ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin hükümde yazılması gerekir. Bir davada ancak bu davanın tarafları hakkında (tarafların lehinde veya aleyhinde) hüküm verilebilir. Davada taraf olmayan üçüncü kişiler hakkında (o davada)hüküm verilemez. Bir davada taraf olmayan (üçüncü) kişiler adına hüküm verilemeyeceği gibi, üçüncü kişilerin hakları gözetilerek de karar verilemez.
Mahkemece, davalılar davalı ...-Sa ve S.. U.. olmasına rağmen, gerekçeli kararın başlığında dava dışı A.. K..’ün de davalı olarak ad ve soyadı yazılmıştır. Oysa ki, davacının 1.8.2011 tarihli A.. K..’ün davaya katılması talebi üzerine, 1.11.2011 tarihli oturumda mahkemece, “usulüne uygun düzenlenmeyen dahili dava dilekçesinin ve talebinin, bu kişi ile davalı taraf arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından reddine, davacının davaya dahil etmek istediği A.. K.. hakkında ayrı dava açmakta muhtariyetine” karar verildiği halde, karar başlığında taraf olmayan A.. K..’ün adının davalı olarak gösterilmesi ve hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde A.. K.."ün temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
2-Davacı asil, karar tarihinden sonra, 27.5.2013 tarihinde, davalı S.. U.. hakkındaki davasından vazgeçmiştir. Hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz yoluyla incelenmesine engel olan bu durum karşısında mahkemece feragat konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gereklidir.
3-Davalı ...-Sa temyizine gelince; Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, 6100 sayılı HMK"nun 298/2.maddesi gereğince sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa 16/04/2013 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır.
Mahkemece kısa kararda, davacının, 22.6.2001-24.1.2011 tarihleri arasında kesintili olarak 7 yıl 9 ay 10 gün olduğunun kabulüyle bu süre üzerinden yapılan hesaplamalara göre alacaklara hükmedilirken, gerekçeli kararda, 25.8.1998-21.1.2011 tarihleri arasında 6 yıl 11 ay 5 gün çalıştığı kabul edilmiş ancak 7 yıl 9 ay 10 günlük hizmet süresi üzerinden hesaplanan miktarlarına hükmedilmiştir.
Konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddive hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirket ile A.. K.."ün diğer temyiz itirazlarının incelenmesin şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı şirkete ve A.. K.."e iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.