12. Ceza Dairesi Esas No: 2017/4915 Karar No: 2019/69 Karar Tarihi: 07.01.2019
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/4915 Esas 2019/69 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığa TCK'nın 89/4, 62, 53/6, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince taksirle yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısı 300 olarak belirlenmiş olup, kararın adli para cezasına çevrilmesine ve bu düzenleme dışındaki sair yönleri usul ve kanuna uygun olarak kabul edilerek onanmasına karar verilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2018/4-394 E. 2018/478 K. sayılı 25.10.2018 tarihli kararına göre, uzlaştırma yöntemi sadece usule yönelik olduğu için, uzlaşmanın sağlanamadığı durumlarda yargılamaya bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağından mahkemenin bu konudaki kararı isabetlidir.
12. Ceza Dairesi 2017/4915 E. , 2019/69 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 53/6, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2018/4-394 E. 2018/478 K. sayılı 25.10.2018 tarihli kararında “soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği” şeklindeki görüşü karşısında; sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında sanık ile ve katılan arasında uzlaşma sağlanamadığı, kovuşturma aşmasında katılanın ve sanığın uzlaşma konusunda bir çabaları ve dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı dikkate alındığında, uzlaşmanın yargılamaya bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağından mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan, katılanlar vekilinin, katılanlardan birinin vücudunda kemik kırığı olmasına rağmen sadece TCK’nın 89/4. maddesi gereğince cezalandırıldığına, verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün dördüncü bendindeki “TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine,” ibaresinden sonra gelmek üzere, “ve TCK"nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 300 gün olarak belirlenmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 07.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.