Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29596
Karar No: 2020/2048
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/29596 Esas 2020/2048 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2016/29596 E.  ,  2020/2048 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Davacı Temyizi Yönünden;
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerinin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda davacı aylık maaşının 800 EURO olduğunu,davalı şirket tarafından kendisine ait Yapı Kredi Bankası Marmaris şubesine her ay 1.000,00 TL yatırıldığını şirket yetkilisi ve yöneticisi tarafından da 1.000,00 TL yatırılmış bakiyede kur farkının elden ödendiğini iddia etmiştir.Davalı cevabında davacının aldığı son ücretin bordrolarda da görüleceği üzere 1.003,73 TL olduğunu beyan etmiştir.Davacı tanıklarından biri davacının 800 EURO ücret aldığını ve yine davalı tanıklarından biri davacının 800 EURO ücret aldığını beyan etmiştir. Dosyaya sunulan ücret bordrolarında davacının son ücretinin 1.250,00 TL olduğu,banka hesap hareketlerinde son ücret kaydının 1.003,73 TL olduğu,SGK’ya 1.250,00 TL üzerinden prim ödendiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacının ücretinin 1.250,00 TL olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da davalı tanığının da beyanı göz önüne alınarak davacının aylık ücretinin 800 EURO olduğu kabul edilmeli ve iş akdinin fesih tarihindeki kur karşılığı üzerinden kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı hesaplanmalıdır. Ayrıca fazla mesai ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının da iş bu alacaklar döneminde geçerli kur üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
    3-Taraflar arasında davacının çalışma süresine yönelik uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davacı iş akdinin 2007 yılında başladığını iddia etmiştir. Dosyada mevcut hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde davacının 27.01.2007 tarihinde Trans Anadolu Turizm şirketinde işe girişinin olduğu,davalı şirkete giriş tarihinin 05.12.2009 olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının işe akdinin başlangıç tarihinin 05.12.2009 olduğu kabul edilmiştir. Davacı tanıkları davacı ile birlikte çalışması olmayan kişilerdir. Bu nedenle beyanları esas alınamaz. Ayrıca dosya kapsamında davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ, birlikte istihdam, iş yeri devri veya iş sözleşmesinin devri gibi bir ilişkinin olup olmadığı belirlenememektedir. Şu halde Mahkemece ilgili hizmet alım sözleşmesi temin edilmeli, davalı ve dava dışı şirketlerle ilgili ticaret sicil kayıtları getirtilerek şirketlerin ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosya kapsamına alınarak şirketler arasında belirtilen yönde bir ilişkinin bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli ve bu suretle toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
    4-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedene dayandığını kabul etmek gerekecektir.
    Somut olayda, davacının iş akdi;doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış nedenleriyle davalı işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2-e-h-ı hükümleri uyarınca haklı nedenle feshedilmiştir. Davacının bu davranışı haklı fesih ağırlığında olmamakla birlikte, işyerinde olumsuzluklara sebep olduğu kabul edilse dahi ancak geçerli fesih sebebi sayılacağından kıdem ve ihbar tazminatını almasına engel oluşturmayacağı açıktır. Hal böyle iken mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalıdır.
    Davalı Temyizi Yönünden;
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendinin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Aynı ilkeler, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağının ispatı bakımından da geçerlidir.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar davacı tanıklarının beyanı doğrultusunda alacakların hesaplaması yapılmışsa da davacı tanıkları davacı ile birlikte çalışması olmayan kişiler olduğundan davacının çalışma şeklini bilmeleri mümkün değildir. Davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    E.D

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi