4. Hukuk Dairesi 2021/706 E. , 2021/3102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ve çocuklarının nakliyecilik yaptıklarını, aynı zamanda 2 yıl öncesine kadar davalı kooperatifin üyesi olduklarını, davalı tarafından Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2006/3509 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkili tarafından imzaya itiraz edildiğini, Fethiye İcra Hukuk Mahkemesince takip dayanağı bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığına karar verildiğini, takip nedeni ile müvekkili ve ailesinin ticari itibarının zedelendiğini, icra takibi dolayısıyla müvekkiline ait çekici ve dorse haczinden dolayı 8 ay boyunca çalıştırılamadığını, bu süre içinde tek gelir kaynaklarından mahrum kaldıklarını, gelir elde edemeyince başka borçları dolayısıyla da takiplere maruz kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalıya karşı Fethiye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/350 E. sayılı dosyası ile tazminat davasının devam ettiğini, araçların çalışmamasından dolayı meydana gelen zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, 25.02.2010 tarihli raporda kazanç kaybının 40.750,00 TL olduğunun rapor edildiğini belirterek bilirkişi raporuna göre eksik talep edilen 10.750,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini ve 40.000,00 TL ticari reeskont faizin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 24.07.2020 tarihli dilekçesi ile faiz bakımından talebini 81.669,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin davacının borcuna karşılık verdiği senedi icraya koyduğunu, normal haciz işlemleri uygulandığını, müvekkilinin davacıya zarar verme kastı ile hareket etmediğini, haciz işlemlerinin davacının iflasına neden olmadığını, davacının haksız olarak kooperatiften para tahsil etmeye çalıştığını, davacının kötü niyetli olarak imzası kendisine ait olmayan senet verdiğini, kooperatifin başka üyeleriyle böyle bir sorun yaşanmadığını, imzanın davacının oğlu ..."e ait olduğunu, davacı, kooperatif üyesi ise de işlerini oğulları aracılığıyla yaptığını, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair karar, davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 16/11/2011 tarihli ve 2010/12335 E. 2011/11928 K. sayılı ilamı ile dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan senet ile ilgili olarak Fethiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/248 E. sayılı dosyasında davacı ile oğlu hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan kamu davasının henüz sonuçlanmadığı, dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 30.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminat ile 81.669,00 TL ticari reeskont faizinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
a)Dosya kapsamından, davaya konu icra takibinin bonoya dayalı yapıldığı, davacı tarafından imzaya itiraz edilmesi sonucu Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 2006/268 E. 2007/91 K. sayılı kararı ile takibe konu senetteki imzanın davacı borçluya ait olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının haksız hacizde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Davacının davalı kooperatif ile üyelik ilişkisi de dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı, başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda mahkemece, koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
b)Mahkemece hükme esas alınan 04/03/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda dava konusu edilen çekici ve dorsenin haczedildiği süre içinde davacının uğradığı gelir kaybı hesabında araçların çalışamayacağı sürelerin de göz önüne alınarak tespitte bulunulduğu belirtilmiş ise de bu hesabın hangi bilimsel veriler ve bilgiler esas alınarak düzenlendiği, dolayısıyla denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece araçların nitelikleri, çalışma koşulları ve dönemleri, haftanın her günü çalışamayacağı hususu ve olay tarihi de nazara alınarak zararın kapsamı hakkında ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak maddi zararın hesaplanması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
2-Davalının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Dosya kapsamından, davalı vekilinin birleşen davaya ve birleşen davadaki ıslaha karşı süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, ancak mahkemece bu hususta da olumlu ya
da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ileri sürülen bu def"inin, yargılama sırasında ya da hükümde karşılanması ve olumlu veya olumsuz bir karara bağlanması gerekmektedir. Zamanaşımı def""i değerlendirilmeksizin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1/a-b) ve (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıya geri verilmesine 16/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.