14. Hukuk Dairesi 2017/2508 E. , 2018/1016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : . Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davalı ... aleyhine açılan tazminat davasının kabulüne, diğer taleplerin reddine dair verilen 20.10.2016 günlü hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı ... vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin reddine dair verilen 15.03.2017 tarihli kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.02.2018 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 31/05/2012 tarihli dilekçesi ile davalılar; müteahhit ... ile arsa sahipleri ... ve ... ile aralarında 18/05/2007 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ile 1278 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki yapmakta olduğu binada davacı ile davalı müteahhidin aralarında akdetmiş oldukları 10/12/2009 tarihli sözleşmeye ve davalı ... tarafından diğer davalı ..."e verilen 21.05.2008 tarih, ... yevmiye nolu vekaletnameye göre, satıcı müteahhit ..."dan ve diğer davalı ..."den A Blok 1 nolu bağımsız bölümü 120.000 TL bedelle satın aldığını, 50.000 TL"nin peşin ödendiğini tescil aşamasında bakiye satış bedelinin ödeneceğini davalı müteahhitin 18/06/2007 tarihinde sözleşme konusu inşaatı taşeron bir firma olan ... İnşaat A.Ş."ne devrettiğini belirterek, 1278 parselde A Blok 1 numaralı bağımsız bölümün davalı toprak sahipleri ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı müvekkili adına tescilini, mümkün olmaz ise, ödenmiş olan 50.000 TL"nin ödeme günü olan 10/12/2009 tarihinden itibaren aylık %4 gecikme faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve sözleşmede belirtilen 50.000 TL cezai şartın banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, satış vaadine konu olan 50.000 TL bedelin peşinat olarak alınıp inşatta kullanıldığını, ancak diğer taleplerinin reddini savunmuştur.
Davalı ..., kendisinin tarafı olmadığı bir sözleşme ile sorumlu olmayacağını ve ödendiği iddia edilen paranın da diğer davalı ... tarafından alınmış olduğunu beyanla husumet ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Davalı arsa sahipleri ... ve ... vekili, davalı ..."in taşınmazdaki tüm hisselerini diğer davalı ..."a sattığını, ..."in pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin doğru olduğunu, davalı ..."in diğer davalı yüklenici ..."ın kalfası olduğunu, ancak bu sözleşme gereğince diğer davalı müteahhit ..."ın, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, inşaatı yarım bıraktığını,18.05.2007 tarihli inşaat sözleşmesini devir yasağına rağmen dava dışı ... İnşaat A.Ş."ye 18.06.2007 tarihinde devir etmiş olduğunu yeni öğrendiklerini, inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici aleyhine 2010/825 sayılı dosyada gecikme tazminatı alacağının tahsili davasının derdest olduğunu, inşaatın bir kısmının imar planına, projeye aykırı ve ruhsat almadan inşa edildiğini, bu sebeple inşaatın Belediye tarafından 22.08.2009 tarihinde mühürlendiğini, 2010/135 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, davalılar ... ve ... hakkında imar kirliliği suçundan 2010/238-2012/42 sayılı dosyada açılan ceza davasından beraat ettiklerini, diğer davalı yüklenici ..."ın ceza aldığını belirterek husumet ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan tazminat talebinin reddine, davalı ... aleyhine açılan tazminat davasının kabulü ile; 50.000 TL maddi tazminatın, 10/12/2009 tarihinden itibaren, TBK"nun 88.maddesi dikkate alınarak yıllık %28,5 faizi ile davalı ..."ten alınarak davacıya verilmesine, cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili 20/12/2016 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf mahkemesince, ... . Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 20/10/2016 gün ve 2012/457 Esas, 2016/355 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının istinaf başvurusunun, HMK"nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, 15/03/2017 tarihinde karar verildi.
İstinaf mahkemesi kararı, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa alacak ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz “ofis” niteliğindedir. Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı; kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 23. maddesi hükmüne göre de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Ayrıca, alacağın devri ve borcun üstlenilmesi Türk Borçlar Kanununun 183 ila 204. maddelerinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava konusu A-1 nolu bağımsız bölüm davalı arsa sahibi ... adına ofis niteliği ile 03.05.2012 tarihinde tapuda kayıtlıdır. Tapu kaydında ofis vasfında olup konut veya tatil amacıyla edinilecek vasıfda olmadığından, davacı "tüketici" kavramı kapsamında kabul edilemez. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklara tüketici mahkemelerinde bakılamayacağından ve satış ticari amaçla yapılmış sayılacağından, tüketici mahkemesi değil, davada asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re"sen gözönüne alınması gerekir. Bu durumda hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince, görev yönünden bozulması gerekirken istinaf talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda yazılı gerekçelerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.