22. Hukuk Dairesi 2016/19592 E. , 2019/20396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı iş sözleşmesinin hamile olduğunun 24.04.2012 tarihinde işveren tarafından öğrenilmesi üzerine haksız, bildirimsiz ve kötü niyetle feshedildiğini ileri sürerek fark kıdem tazminatı ile ihbar ve kötüniyet tazminatı, fark şua izni, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının haftanın beş günü 11:30-19:00 saatleri arasında 7,5 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenme ile fiili çalışmasının 6,5 saat olduğu, haftanın 1 günü ise 08:30 - 11:30 saatleri arasında 3 saat çalıştığı, yarım saat ara dinlenme ile fiili çalışmasının 2,5 saat olduğu kabul edilerek davacının haftada 35 saat çalıştığı tespit edilmiştir. Mahkemece de 3153 sayılı Yasanın ek-1 maddesi gereği yoğunlaştırıcı radyasyonla teşhis ve tedavi yapılan yerlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresinin 35 saat olduğunun belirlendiği, buna göre davacının bu saatin altında haftalık çalışma yaptığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak her ne kadar bilirkişi raporundan davacının hafta içi işten çıkış saati 19:00 olarak kabul edilmiş ise de, gerek davacı tanıkları gerekse de ... davacının işten çıkış saatini 19.30 olduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacının işe giriş ve çıkış saatlerini gösterir kayıtların bulunmadığı çalışma dönemi bakımından tanık beyanlarına göre davacının hafta içi işten çıkış saatinin 19:30 olarak kabul edilerek yapılacak değerlendirmeyle davacının fazla çalışma alacağı belirlenmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmiş olması isabetli olmayıp bozma nedenidir.
3-Taraflar arasında, davacının kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 17/5 maddesi uyarınca “18. maddenin 1. fıkrası uyarınca bu kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir”. Bu açıklamaya göre, iş güvencesi kapsamında kalan işçi, kötüniyet tazminatı olan, bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat isteyemez.
Somut uyuşmazlıkta her ne kadar Mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedildiği gerekçesiyle, kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmişse de, yukarıda da belirtildiği üzere işçinin kötü niyet tazminatına hak kazanabilmesi için iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, davalı işverenin iş güvencesi kapsamında kaldığı davacının da 4857 sayılı Kanun"un 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olan davacının kötü niyet tazminatı isteğinin reddi gerektiği düşünülmeden kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.3-Kabule göre de; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesi gereği kabul edilen alacak miktarına göre davacı lehine 1.800,00 TL vekalet ücreti, reddedilen alacak miktarına göre de davalı lehine 734,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken davacı lehine 600,00 TL vekalet ücretine, davalı lehine de 150,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.