Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız elatma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 24.02.2011 gün, 2010/361 E.– 2011/106 K. sayılı kararın incelenmesi davacı idare vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2011 gün, 2011/9360 E. – 18014 K. sayılı ilamı ile;
(…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kamulaştırma tespit bedelinin ilandaki banka şubesine yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede;
Dava konusu taşınmazlara ait kamulaştırma bedelinin davalı adına Boğazlıyan Ziraat Bankası şubesine yatırılması için davacı idareye 27.01.2011 günkü duruşmada mehil verilmiş, davacı idare 09.02.2011 tarihinde TC Ziraat Bankası Boğazlıyan Şubesinde işlem yaptırarak Ziraat Bankası Sanayi-Kayseri Şubesinde bulunan hesabından Boğazlıyan Şubesindeki hesabına davalı Feridun Sütçü adına taşınmaz bedelini bloke ettirmiştir. Taşınmaz bedeli Ziraat Bankası Boğazlıyan Şubesindedir.
Mahkemece bloke edilen bedelin doğru şubede olduğunun kabulü ile esas hakkında karar verilmesi gerekirken bankaca yapılan işleme yeni bir anlam verilerek paranın bir başka şubede bekletildiği gerekçesi ile davanın reddi,
Doğru görülmemiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı idare vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Davacı vekili; 1302 parsel nolu taşınmazın 1.802,40 m2 lik kısmı ile 690 parsel nolu taşınmazın 415,84 m2 lik kısmının, devlet yolu olarak kullanılma maksadı ile kamulaştırılmasına karar verildiğini, Kamulaştırma Kanunu’nun 8. maddesi gereğince kayıt maliki ile uzlaşma ve satın alma yoluyla kamulaştırma işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazların bedelinin tespitiyle, kayıt malikine ödenmesine, taşınmazların da davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı idarenin teklif etmiş olduğu kamulaştırma bedelini kabul etmediklerini bildirip davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereği çıkarılan tebligat ve yapılan ilanda, kamulaştırma bedelinin yatırılacağı bankanın Boğazlıyan Ziraat Bankası olarak ilan ve tebliğ edildiğini, kesin süreye rağmen kamulaştırma bedelinin ilanda belirtilen banka şubesi dışında bir bankaya yatırıldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı idare vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; önceki karardaki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin, usulüne uygun olarak ilgili banka şubesine yatırılıp yatırılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında; öncelikle direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılmış oybirliğiyle yeni hüküm niteliğinde olmadığına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ibraz edilen müşteri hesap ekstresi dikkate alındığında, taşınmaz bedelinin süresinde doğru şubeye intikal ettirilmiş olduğu, hak sahibi belirli olduğu için bedelin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10/10 maddesi uyarınca üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasında yasal zorunluluk bulunmadığı, vadeli yatırılmaması halinde mahkemece bu konuda bankaya talimat verilebileceği, kaldı ki hesap ekstresi içeriğinden yatırılan paraya üçer aylık dönemlerde faiz işletildiği izlenimi edinildiği, ayrıca hâkimin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30 maddesine uyarınca yargılamayı makul süre içinde, düzenli bir biçimde yürütmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğuna göre Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun"un 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.