Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/3-71
Karar No: 2013/1056

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/3-71 Esas 2013/1056 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/3-71 E.  ,  2013/1056 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 03/04/2012
    NUMARASI : 2012/197-2012/507

    Taraflar arasındaki "nafaka" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.10.2010 gün 2010/315 E. – 1470 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 29.06.2011 gün, 2011/4784 E–11305 K. sayılı bozma ilamı ile;
    "...Davacı vekili 03.03.2010 tarihli dava dilekçesi ile tarafların 2 yıldır ayrı yaşadığı anne-babasının yanında kalan davacıya bu süreçte davalının herhangi bir maddi-manevi desteği olmadığı belirtilerek, aylık 1000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
    Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklılığını kanıtlayamadığı gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak, somut olayda davalı koca tarafından 17.03.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlandığı ve 04.02.2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK. md.185/3), malların yönetimine (TMK.223, 242,244,262,263,264,267,215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen)  almak zorundadır (TMK. md.169).
    O halde, boşanma davasının yargılaması süresince davacının ayrı yaşamada haklılığı gözönüne alınarak, boşanma dava tarihi olan 17.03.2010 ile kesinleşme tarihi olan 04.02.2011 tarihine kadar olan süre için davacı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

     TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; TMK’ nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkili olan davacı ile davalı eşinin iki yıldan bu yana ayrı yaşadıklarını, davacının anne ve babasının yanında kaldığını, iki yıllık süreç içerisinde eşi tarafından hiç aranmadığı gibi herhangi bir maddi manevi desteğin de olmadığını ileri sürerek davalı eşin gelir durumu da gözetilerek ayda 1000 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; tahkikat aşamasında davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; davacı kadının ayrı yaşamada haklılığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen nedenlerle karar bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma davasının yargılaması süresince davacının ayrı yaşamada haklılığı gözönüne alınarak, boşanma dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar olan süre için davacı kadın lehine TMK 197 maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, bir kısım üyelerce; Özel Daire kararının yerleşik uygulamaya uygun olduğu, Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 197. maddesine dayalı olarak açılan nafaka davasından sonra, boşanma davası açılması durumunda, boşanma davasının yargılaması süresince davacının ayrı yaşamada haklılığı gözönüne alınarak, boşanma dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar olan süre için davacı kadın lehine Türk Medeni Kanununun(TMK) 169. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği, yerel mahkemenin direnme kararının bu nedenle usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de Hukuk Genel Kurulu"nun çoğunluğunca bu görüş benimsenmemiştir.
    Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca somut olayda; dava TMK 197 maddesi uyarınca açılmış olan tedbir nafakası davasıdır. Bu madde uyarınca nafakaya hükmedilebilmesi için davacının ayrı yaşama hakkı olduğunu kanıtlaması gerekir. Maddenin başlığı “ Birlikte Yaşamaya Ara Verilmesi” olup ayrı yaşamada haklılık halleri maddenin birinci fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre, “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir”. Boşanma davasının açılmasını bu kapsamda değerlendirmek mümkün değildir.
    Sonradan açılan boşanma davası nedeniyle alınacak önlemler, TMK 169. maddesinde gösterilmiştir. “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır”. Düzenlemeye göre boşanma davası açılınca hâkim dava süresince eşlerin barınma ve geçimine ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır.
    Somut olayda; davacı kadın boşanma davası açılmadan önce TMK 197 maddesine dayalı tedbir nafakası davasını açmış olup, ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlayamadığı gibi, açılan boşanma davasında kadının kusurlu bulunduğundan bahisle açılan dava kabul edilmiş ve “tedbir nafakası” bakımından talep bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Bu karar taraflarca temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Bu durumda, boşanma davasına bakan hâkim tarafından re’sen dikkate alınması gerekli olan TMK 169. maddesine dayalı tedbir nafakasına ilişkin düzenlemenin eldeki davada uygulanmasına yasal imkân bulunmadığından açılan davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararı yerindedir.
    O halde, Hukuk Genel Kurulu"nun çoğunluğunca usul ve yasaya uygun olduğu benimsenen direnme kararının onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.07.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi