Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şirket vekili, müvekkili hakkında iflas erteleme tedbir kararı olduğunu, şirketin işyerinde şirkete ait malların diğer borçlu M. B."e ait gibi haczedilip muhafaza altına alındığını, iflas erteleme tedbir kararı ile yasaklandığı halde haczin yapılması nedeniyle 14.05.2012 tarihli bu hususa ilişkin icra kararının kaldırılması ile şirketten kaldırılan malların şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Borçlunun bu istemi şikayet niteliğinde olup, şikayet icra ve iflas hukukuna özgü icra (ve iflas) dairelerinin kanuna aykırı olan veya hadiseye uygun bulunmayan işlemlerinin iptalini veya sebepsiz sürüncemede bırakılan bir hakkın yerine getirilmesini sağlayan bir kanun yoludur. Şikayet bir dava olmadığından şikayet konusu işlem lehine olanların şikayette hasım olarak gösterilmemiş olması, şikayetin usul bakımından reddini gerektirmez.
Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK"nun 119. maddesine göre taraf teşkili için şikayetçiye kesin süre verilmesi ve süreye rağmen taraf teşkilinin sağlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi