Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/1895 Esas 2017/4331 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1895
Karar No: 2017/4331
Karar Tarihi: 12.10.2017

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/1895 Esas 2017/4331 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme 25/02/2009 tarihli kararın geri bırakılmasının neden olduğu tekrar ele alınan davada, sanığın kasıtlı bir suç işlemesi sonucu mahkumiyetine hükmedildiğini belirtti. Yargıtay incelemesi sonrası kesinleşecek kararın infaza verileceği göz önünde bulundurulduğunda, tüm kanıtların, iddia, savunma, tanık ifadeleri, belgeler vb. değerlendirilerek cezanın şahsileştirilmesi gerektiği vurgulandı. Ancak gerekçeli kararda sadece önceki kararın nedenlerine yer verildiği ve Anayasanın ve CMK maddelerine aykırı davranıldığı belirtildi. İlk hükümden sonra yürürlüğe giren kanun değişiklikleri ve Anayasa Mahkemesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının da göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı. Bu nedenlerle, kararın temyiz itirazları yerinde bulunarak bozulmasına karar verildi.
Kanun maddeleri:
- Anayasa Madde 141
- CMK Madde 34, 223, 230, 289/1-g, 232/2-b, 321 ve 326/son
- TCK Madde 257/1-2, 53/1-a, 53/5, 7/2.
5. Ceza Dairesi         2017/1895 E.  ,  2017/4331 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    25/02/2009 gün, 2008/113 Esas ve 2009/134 sayılı sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk karar sonrası sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle dosyanın tekrar ele alındığı, mahkemenin verdiği yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı gözetilerek kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, gerekçeli kararda sadece önceki kararın ortadan kaldırılma ve yeni hüküm kurma nedenleri ile hüküm kısmına yer verilmek suretiyle Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 223, 230 ve 289/1-g maddelerine aykırı davranılması,
    03/12/2008 tarihli celsede Sağlık Bakanlığının katılan olarak davaya kabulüne karar verildiği halde karar başlığında gösterilmeyerek CMK"nın 232/2-b maddesine muhalefet edilmesi,
    Kabule göre;
    İlk hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
    Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.