Esas No: 2021/2844
Karar No: 2022/3081
Karar Tarihi: 06.06.2022
Danıştay 10. Daire 2021/2844 Esas 2022/3081 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay 10. Dairesi, bir askerin askerlik görevi sırasında silahının ateş alması sonucu vefat etmesiyle ilgili açılan dava sonucunda verilen İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenmesi talebini reddetti. Davacılar, müteveffanın nöbet tuttuğu yerde yalnız olduğu, uygun önlemlerin alınmadığı, psikolojik sorunları olduğu bilinmesine rağmen uzun süreli nöbet tutturulduğu, hizmet kusurunun bulunduğunu iddia etmişlerdi. Ancak Danıştay, temyiz nedenlerinin kararın bozulması için yeterli olmadığına karar verdi. Kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi ve kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olacağı belirtildi. Ayrıca, Geçici 8. madde uyarınca uygulanması devam eden 54. madde de kararda yer aldı.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2844
Karar No : 2022/3081
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : …
İSTEMİN_ÖZETİ : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacılar vekili tarafından, davacıların yakını olan …'ın, Şırnak Ballı 48. Hudut Tugay Komutanlığı emrinde tank nişancısı olarak askerlik görevini yapmakta iken, 13/05/2013 tarihinde telsiz merkezi termal kamera gözetleme yerinde nöbet tuttuğu sırada, göğsünden vurularak vefat etmesine ilişkin olayda; müteveffanın kendi dalgınlığı neticesinde silahının namlusunu göğsüne dayadığı ve dipçiğe bastırma neticesinde silahın ateş aldığı, psikolojik sorunları olduğu bilindiği halde gerekli önlemlerin alınmadığı, herhangi bir tedavi görmediği, hava değişimine gönderilmediği, uyku problemi bulunmasına rağmen uzun süreli nöbet tutturulmaya devam edildiği, nöbet yerine iki asker bulunması gerekirken tek başına nöbet tuttuğu, bu durumun disiplinsizliğe işaret ettiği, hastaneye helikopter ile götürülmesi gerekirken ambulans ile götürüldüğü, olay hakkında ifade veren askerlerin henüz terhis edilmediklerinden ifadelerine güvenilemeyeceğinden bahisle idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek, davacılardan … ve … için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, … ve … için ayrı ayrı 500,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 263.000,00 TL zararın tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … İdare Mahkemesince; davacılar yakını olan müteveffanın askerlik hizmeti yapmakta iken silahının ateş alarak vefat etmesinde davalı idarenin ağır ve belirgin bir hizmet kusurunun bulunmadığı, yine olayla ilgili yürütülen ceza soruşturmasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı Diyarbakır Askeri Savcılığınca olayda herhangi bir kasıt, kusur ve ihmal bulunmadığından bahisle olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu durumda maddi bir zararın varlığından söz edilemeyeceği, öngörülemeyen insan davranışları nedeniyle kusursuz sorumluluğun oluşmayacağı, ayrıca manevi tazminatın ödenmesi için gereken şartların dava konusu olayda yer almadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacılar vekili tarafından, müteveffa …'ın, 13/05/2013 tarihinde, doldur boşalt istasyonuna uğramadığı, termal kamera merkezinde iki kişi nöbet tutması gerekirken nöbetçi diğer askerin nöbet yerini banyo yapmak ve yemek yemek için terk ettiği, bu nedenle tek başına nöbet tuttuğu, silahla yaralandıktan sonra uzun süre kan kaybettiği ve kimse tarafından fark edilmediği, bu nedenle tıbbi müdahalenin geciktiği, silahında intihar önleyici aparatın bulunmadığı, disiplin tahkikatın hatalı yürütüldüğü, müteveffanın askerlik hizmeti sırasında idarenin gözetim ve denetiminde bulunduğu, bu durumda kendi kusuruyla yaralanmış olsa dahi kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde zararın tazmin edilmesi gerektiği ve olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından husumetin doğrudan İçişleri Bakanlığı'na yönlendirilmesi gerektiği ve davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 saıylı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulması gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacıların temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3- 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. Maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.