Esas No: 2020/52
Karar No: 2022/3053
Karar Tarihi: 06.06.2022
Danıştay 10. Daire 2020/52 Esas 2022/3053 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/52 E. , 2022/3053 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/52
Karar No : 2022/3053
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı/ …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına, maddi tazminata ilişkin kısmının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 19/04/2019 tarih ve E:2014/6673, K:2019/3163 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kocaeli ili, ... İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görevli iken, 24/11/2007 tarihinde, polis memuru ...'nin silahla ateş etmesi sonucu yaralanan davacı tarafından, olay nedeniyle meydana gelen kalıcı sakatlığından dolayı uğradığı efor (güç) kaybına karşılık olarak 80.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacının olay sonrasında aktif polis memuru olarak görev yapmaya devam ettiği, olay öncesi aldığı maaş ile sonrası aldığı maaş arasında bir fark olmadığı, dolayısıyla maddi herhangi bir kaybının olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine; kamu hizmetini yürütürken görevinin sebep ve etkisi ile yaralanması sonucunda meslekte kazanma gücünü %34 oranında kaybettiği Adli Tıp Kurumunun … tarih ve … sayılı raporuyla tespit edildiğinden, duyduğu ve ömür boyu duyacağı ıstırabın karşılığı olarak davacıya manevi tazminat ödenmesi gerektiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 23/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesince; davacının gelir kaybından kaynaklı bir maddi zararının oluşmadığı tespit edilmiş de, güç (efor) kaybı tazminatı olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesince, davacının güç (efor) kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararın, beden gücü kaybına uğradıktan sonra çalıştığı dönemlerde yaptığı görevler ve görev aylıkları dikkate alınarak bilirkişi marifetiyle yeniden hesaplattırılması için kararın maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının bozulmasına, manevi tazminat talebinin kabulüne ilişkin kısmının ise onanmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının gerek aktif gerekse pasif dönemde herhangi bir maddi zararının bulunmadığı, kusursuz sorumluluk ilkesine göre manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açar nitelikte olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkeme kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının; davacının uğramış olduğu efor zararının, aktif dönemde asgari geçim indirimi dahil, pasif dönemde asgari geçim indirimi hariç net asgari ücrete maluliyet oranı uygulanarak hesaplanmasına yönelik bilirkişi raporu alınması gerektiğinden bozulmasına, manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının ise onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 19/04/2019 tarih ve E:2014/6673, K:2019/3163 sayılı kararı kaldırılarak tarafların temyiz istemleri yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı, 24/11/2007 tarihinde İstasyon Polis Merkezi Amirliğinde Nöbetçi Amir olarak görevli olduğu sırada, emrinde görev yapan bir polis memurunun silahla ateş etmesi sonucu yaralanmış, olay nedeniyle açılan ceza davası neticesinde Gebze Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla anılan polis memuru kasten yaralama suçundan 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmış, karar Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Olaydan sonra aktif polis memuru olarak maaşında herhangi bir azalma olmaksızın görev yapmaya devam eden davacıya Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararı gereği 10.902,00 TL tazminat ödenmiş, ayrıca bu olay nedeniyle davacının meslekte kazanma gücünü %34 oranında kaybettiği Adli Tıp Kurumunun … tarih ve … sayılı raporuyla tespit edilmiştir.
Davacı tarafından, olay sonrasında aktif polis olarak görev yapmaya devam ettiği ve bu görevini yerine getirirken fazladan efor sarf ettiği belirtilerek oluşan efor kaybından kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A-) Kararın Manevi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B-) Kararın Maddi Tazminat İsteminin Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Tazminat hukukunda, çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen içtihatlarla, kişinin uğramış olduğu kalıcı bedensel sakatlığının sebep olduğu iş gücü kaybının mevcut işini yürütmesine engel olmamasına bağlı olarak gelirinde ve mal varlığında bir eksilme olmamış olsa dahi "güç (efor) kaybı tazminatı" olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. İşgücü kaybına uğrayan kişinin günlük yaşamını sürdürebilmesi ve mevcut işini yapabilmesi için zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarf ettiği gerçeğinden hareket edilerek zararı, bir anlamda, bu "fazladan sarf edilen gücün" oluşturduğu esası benimsenmiştir. Bu doğrultuda, idari faaliyetlerin neden ve etkisiyle kamu görevlilerinin veya diğer kişilerin güç (efor) kaybına dayanan maddi zararının idare hukukunun ilke ve kuralları uyarınca idarece tazmin edilmesi gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan toplam zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir.
Bakılan davada, dava konusu olay neticesinde %34 daimi maluliyeti bulunan davacının, günlük yaşamını ve çalışma hayatını emsallerine ve eskiye nazaran daha fazla güç (efor) sarf ederek sürdüreceği, aktif dönemdeki (olay tarihinden yasal olarak emekliye ayrılacağı tarihe kadar olan dönemdeki) bu fazladan sarf edilen efordan kaynaklanan maddi zararının, asgari geçim indirimi dahil net asgari ücrete %34 maluliyet oranı uygulanarak hesaplanmak suretiyle güç (efor) tazminatının bulunması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca, güç (efor) kaybına dayanan maddi tazminatın hesabında, davacının yasal olarak emekliye ayrılacağı tarihten TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenen muhtemel bakiye yaşam süresinin sonuna kadar geçen pasif devrede de, iş gücü kaybı nedeniyle daha fazla efor sarf ederek yaşamını devam ettirmesi söz konusu olacağından, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi hariç net asgari ücret tutarına % 34 maluliyet oranının uygulanması suretiyle hesaplanması gerekmektedir.
Aktif dönemin işleyecek devre zararı ile pasif dönem zararı hesaplanırken, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihte bilinen net asgari ücret miktarı, 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle belirlenmelidir.
Öte yandan, 01/01/2022 tarihinden itibaren asgari geçim indirimi uygulaması kaldırıldığından, Mahkeme tarafından alınacak bilirkişi raporunda bu durumun, ayrıca davacıya ödenmiş olan nakdi tazminatın güncel değerinin yarar olarak kabul edilip denkleştirme yapılması gerektiği hususunun dikkate alınması suretiyle hesaplama yapılmalıdır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının aktif ve pasif dönemde efor (güç) kaybından kaynaklanan maddi zararının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE, davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 06/06/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.