MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik, bedelsiz senedi kullanma, tehdit
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Hazine vekilinin temyiz isteminin dilekçe içeriğine göre tefecilik suçuna, katılanlar ... ile ...’ın temyiz istemlerinin tefecilik, bedelsiz senedi kullanma suçları ile ...’a karşı tehdit suçuna yönelik olduğu, katılan ...’ya karşı tehdit suçundan kurulan hükme yönelik ise temyiz istemi bulunmadığı nazara alınarak incelemenin tefecilik, bedelsiz senedi kullanma ve ...’a karşı tehdit suçlarından kurulan beraat hükümlerine hasren yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
İddianame içeriğinde, şüphelinin tefecilik yaptığı, mağdurlardan ...’a faizle borç para verdiği ve karşılığında boş senet aldığı, ..., ..., ...’ın bu senedi kefil olarak imzaladıkları, şüphelinin senedin isim ve imza kısmı dışındaki yerlerini kendi el yazısı ile doldurduğunu beyan ettiği ve şüphelinin 2008 yılının Eylül ayında kefil...’ı aradığı “Eğer parayı vermezse ...’ın ailesini, çoluğunu, çocuğunu öldürürüm, parayı sinkaf ede ede almasını bilirim, eğer... parayı vermezse sizden parayı almasını ben bilirim, ananızı avradınızı sinkaf ederim, sen kefilsin, eğer parayı vermezsen seni öldürürüm” diyerek ... ve ...’ı ayrı ayrı tehdit ettiği iddiası karşısında, iddianamede tehdit olarak nitelenen eylemin sübutu halinde yağmaya teşebbüs suçunu oluşturabileceği anlaşılmakla, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesi uyarınca eylemleri nitelendirme ve kanıtları değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu, delillerin birlikte takdir edilmesi bakımından tefecilik suçundan açılan davanın da birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeksizin, görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Ayrıca sanık hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu ve bu sıfatının gereği olarak CMK"nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK"nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, müşteki Hazine vekili ile katılanlar ... ve ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.