Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4953 Esas 2018/410 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4953
Karar No: 2018/410
Karar Tarihi: 17.01.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4953 Esas 2018/410 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, iki farklı kişinin kimlik bilgilerini içeren sahte sürücü belgeleri düzenleyip sahtecilik suçunu iki kez işlediği iddiasıyla yargılanmıştır. Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna hükmetmiştir. Ancak, sanığın zincirleme olarak işlediği tek suç olarak kabul edilmesi gereken eyleminin iki ayrı suç olarak kabul edilmesi hukuki bir yanılgıdır. Ayrıca, kanunun açık hükümlerine uygun olarak hak yoksunlukları uygulanmamıştır. Bu nedenlerden dolayı karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümü belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsılması durumunda, resmi belgede sahtecilik suçunun oluşacağına işaret etmektedir. 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ise, hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğini belirtmektedir.
11. Ceza Dairesi         2017/4953 E.  ,  2018/410 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    1-Sanığın iki farklı gerçek kişinin kimlik bilgilerini içeren sahte sürücü belgelerini düzenleyip/düzenletip atılı resmi belgede sahtecilik suçunu iki kez işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği cihetle sanığın aynı tarihte iki farklı gerçek kişiye ait sürücü belgesini düzenleyip kullanmaktan ibaret eyleminin 5237 sayılı Yasanın 43/2. maddesi gereğince zincirleme olarak işlenmiş tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.