Esas No: 2018/550
Karar No: 2018/591
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/550 Esas 2018/591 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/550 KARAR NO : 2018/591 KARAR TR: 22.10.2018 |
ÖZET: Uyuşmazlık Mahkemesince daha önce adli yargı kolunun görevli olduğuna karar verildiği ve görev uyuşmazlığının nihai olarak sonuçlandırıldığı gözetildiğinde, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanuna göre aynı davada ikinci kez görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI hk. |
KARA R
Davacılar: 1-F.S.
2-M.A.T.ş Ve H.T.ş Mirasçıları
3-H.T.
4-Z.T.
5-A.T.
6-F.T.
7-M.T.
8-E.T.
9-R.T.
10-K.T.
Vekili : Av. N. T.
Davalılar : 1- Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. A.E.
2- L.Hidroelektrik Santral Yatırımları A.Ş.
Vekili : Av. E.D.
O L A Y: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı F.S. adına tescilli 56 AS 798 plakalı aracın, davacılardan H.T. yönetiminde iken Siirt İli, Şirvan Kapılı köyü mevkisine geldiğinde yol üzerindeki toprak yığınına çarparak tek taraflı maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası yaptığını, sürücünün yaralandığını; araçta 6.500,00-TL’lik maddi zarar oluştuğunu; aracın kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmış ve Yargılama esnasında yol yapımından L.İnş. A.Ş nin sorumlu olduğunu belirterek davalı olarak davaya dahil etmiştir.
Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesi: 8.10.2013 gün ve E:2011/394, K:2013/302 sayı ile, Değişik İş dosyasında hesaplanan zarar miktarı olan 6.500,00-TL üzerinden dosya incelendiğinde maddi tazminatın hesaplanmasında esas alınabilecek trafik bilirkişisi raporu doğrultusunda davacının tali kusurlu olduğu, Karayollarınınbakımından sorumlu kuruluşun aslikusurlu olduğu gözetilerek %25 kusur indirimi yapılmış ve bulunan 4.875,00-TL üzerinden maddi tazminatın kabulüne, değişik iş dosyasında yapılan masrafların davalıdan tahsiline, davacı sürücünün kusur durumuna göre hesaplanan 1.625,00-TL üzerinden maddi tazminat talebinin reddine, davanın manevi tazminat talebi yönünden reddine, maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermiş, bu karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi: 30.6.2014 gün ve E:2014/12154, K:2014/10281 sayı ile, Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalının kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı; idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi isteklerinin Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturduğu; bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerektiği; yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi ve dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği; davalı olarak davaya dahil edilen L.Hidroelektrik Santral Yatırımları A.Ş. vekilinin, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
ŞİRVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.12.2014 gün ve E:2014/588, K:2014/514 sayı ile, bozma kararına uyarak dahili davalı L. Anonim Şirketi aleyhine açılan dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada dava konusu zararın idarenin eylemi sonucu meydana gelmiş olması nedeniyle mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacılar vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
SİİRT İDARE MAHKEMESİ: 6.1.2016 gün ve E:2015/693 sayı ile, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’ninkararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin görevli yargı yerinin belirlenmesi hakkında bir karar verene kadar işin ertelenmesine karar vermiştir.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ: 15.2.2016 gün ve E:2016/40, K:2016/76 sayı ile, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan; Siirt İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile; Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2014 gün ve E:2014/588, K:2014/514 sayılı kararının, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden verilen görevsizlik kararına ilişkin kısmının kaldırılması gerektiğine karar vermiştir. Bu karar üzerine;
SİİRT İDARE MAHKEMESİ; 23.3.2016 gün ve E:2015/693, K:2016/117 sayı ile, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacılar ve davalı idare vekilince istinaf istiminde bulunulmuş, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 11.4.2017 gün ve E:2016/3211, K:2017/611 sayılı kararı ile, Siirt İdare Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkeme kararı üzerine verilen 23.3.2016 tarih ve E:2015/693, K:2016/117 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, itiraz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacılar vekilince 19.6.2017 günü Siirt İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçesi ile dosyalarının görevli Mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulduğu görülmüş, ancak yine davacılar vekili Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına sunulmak üzere Siirt İdare Mahkemesi kayıtlarına giren 3.7.2018 günlü dilekçesiyle, yine, Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2014 gün ve E:2014/588 ve K:2014/514 sayılı kararı ile Siirt İdare Mahkemesinin 23.3.2016 gün ve E:2015/693, K:2016/117 sayılı kararları arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğunu önesürerek başvuruda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi"nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ"un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, karar verilmesine yer olmadığı yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın karar verilmesine yer olmadığı yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyisi Hakkında Kanunun "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 12. maddesinin 4. fıkrasında bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabileceği hüküm altına alınmış,"Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesinde; "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir." denilmiş."Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 15. maddesinde; "Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra,taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir." denildiği; "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesinde; "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder." denilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın karayolunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın davalı idarece giderilmesi isteminden kaynaklandığı; adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine idari yargı yerinde de aynı istemle dava açıldığı ve idare mahkemesinin kendisini görevli görmemesi nedeniyle 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesi uyarınca doğrudan mahkememize başvurduğu; Mahkememizin 15.2.2016 gün ve E:2016/40, K:2016/76 sayılı kararıyla davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verildiği ve dosyaları mahkemelerine iade ettiği sonrasında da yargılama sürecinin doğal sonucu olarak Siirt İdare Mahkemesince 23.3.2016 gün ve E:2016/693, K:2016/117 sayı ile, davanın görev yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda sözüedilen "bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir" hükmü uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesinin, adli ve idari yargı merciileri arasındaki görev uyuşmazlığını adli yargı yararına kesin olarak çözdüğü ve artık davaya adli yargı yerince karar verileceği açıktır.
Bu durumda, Uyuşmazlık Mahkemesince aynı dava hakkında daha önce verilmiş bir karar varken, tekrar bir karar vermesinin hukuken olanaklı olmadığı, dolayısıyla görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından davacı vekilinin başvurusu hakkında karar verilemeyeceği tartışmasızdır.
Açıklanan nedenlerle,daha önce mahkememizce adli yargı kolunun görevli olduğuna karar verildiği ve görev uyuşmazlığının nihai olarak sonuçlandırıldığı gözetildiğinde, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanuna göre aynı davada ikinci kez görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç : 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanuna göre aynı davada ikinci kez görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 22.10.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.