17. Hukuk Dairesi 2019/3384 E. , 2019/9424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların murisi ... davacının çalışanı ... kullandığı aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini belirterek, Hatice için 30.000,00 TL, ... ve ... için 20.000,00"er TL, diğer davacılar için 15.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili kaza ile ilgili sorumlulukları bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre ... için 15.000,00 TL, ... ve ... için 12.000,00"er TL, diğer davacılar için 6.000,00"er TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar ve tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında, davacı anne Hatice lehine takdir olunan manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak ticari faiz istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru değil bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.612,31 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.