21. Hukuk Dairesi 2016/14075 E. , 2017/3849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı borçlunun itirazının iptaline, icranın devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı Kurum vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı Kurum, davalının üvey annesi Ümmü Narcıkara için yapılan sağlık yardımları nedeniyle 9.979 TL borç nedeniyle genel haciz yolu ile takip yapıldığını, ödeme emrine karşı davalı itiraz ettiği için icra takibinin durduğunu, borçlunun itirazının iptali ile icranın devamına ve davalı borçlunun %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; .... İcra Müdürlüğü"nün (kapanan) 2006/176 Esas sayılı takip dosyasında 4.535,68-TL asıl alacak yönünden davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, 4.535,68-TL asıl alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı adına çıkartılan fuzuli ödemenin Kurumun hatalı işleminden kaynaklandığı, bu nedenle davalının 5510 sayılı Yasanın 96/1-(b) maddesi gereğince hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru beş yıllık sürede yapılan ödemeler bakımından sorumlu olduğu, buna göre davalının 4.535,68-TL asıl alacak miktarından sorumlu olduğunun kabul edilerek bu miktar yönünden takibin devamına karar verilmesi yerinde ise de icra dosyasında takip tarihinden sonra asıl alacağa faiz işletilmeye başlanacağından davalının sorumlu olduğu faiz miktarının 5510 sayılı Yasanın 96/1-(b) maddesine göre belirlenmesi gerektiğinin hükümde belirtilmemiş olması usul ve Yasa"ya aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, davacı Kurumun davalı adına borç çıkartılmasına ilişkin 01/05/2006 tarihli işleminin davalıya tebliğine ilişkin tebliğ evrakı bulunmadığından davalının bu işleme karşı Kuruma 29/05/2006 tarihli dilekçesi ile başvurduğu anlaşıldığından bu tarihine davalıya tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinden sonra gelmek üzere hükme yeni bir bent eklenerek, “Davacının sorumlu bulunduğu 4.535,68-TL asıl alacak miktarına 5510 sayılı Yasanın 96/1-(b) maddesi gereğince Kurum işleminin tebliğ tarihi olan 29/05/2006 tarihinden 24 aylık sürenin dolduğu tarih itibariyle faiz işletilmesi gerektiğinin tespitine,” yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.