6. Ceza Dairesi 2013/27072 E. , 2016/1130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Olay günü.. Caddesi üzerinde seyyar olarak börek satan mağdurun yanına gelen sanıkların, mağdura "Önemli bir konu konuşacaklarını belirterek kıraathaneye davet ettikleri"; burada bir süre oturduktan sonra, sanıkların mağdura, ağabeyinin daha önce ikamet ettiği ... Mahallesinde röntgencilik ve hırsızlık yaptığını belirttikleri, mağdur bu suçlamaları red ettiği halde "Kendisini 6 aydır takip ettiklerini ve kendisini götürdükleri takdirde bu olayların mağduru olan şahısların kendisini döveceklerini, ancak 1000.-TL verirse götürmeyeceklerini" söyledikleri; mağdurun sanıklara, "Beni kime götüreceksiniz?" diye sorduğunda, "Eskiden gittiğin eve götüreceğiz, orada dayak yiyeceksin ve daha sonra seni polise verirler" demeleri üzerine mağdurun kimseye bir şey yapmadığını söyleyerek bu şahısların kim olduklarını ısrarla sorduğu, ancak cevap alamadığı; sanıkların "1.000.-TL ver bu konuyu kapatalım" dedikleri, mağdur bu konu ile alakasının olmadığını söylemesine rağmen, sanıkların mağdura, "Bu şahıslar evine ve ailene, sana zarar verecekler, bundan kimse sorumlu olmaz" diyerek tehdit ettikleri ve her hafta 100.-TL"yi mağdurdan istedikleri, mağdur, ilk gün 80.-TL"yi sanıklara verdiği, ancak sanıkların hafta sonu 120.-TL"yi de istemeleri üzerine olayı polise anlatan mağdurun bu buluşmadan önce seri numaraları önceden alınmış paraları sanık ..."a teslim ettikten sonra polislerce yakalanmaları şeklinde gelişen olayda, sanıklar gerçekte var olmayan bir olayı varmış gibi göstererek, mağduru dövdüreceklerini, ayrıca evine, kendisine
ve ailesine zarar verileceği şeklinde tehdit etmek suretiyle mağdurdan para aldıklarının anlaşılması karşısında, haklarında yağma suçunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bu konuda bozma isteyen düşünceye katılınmamıştır.
Yağma suçunun işyeri niteliğindeki kıraathanade işlendiği anlaşılıp kabul edildiğine göre, 5237 sayılı TCK"nın 149/1. madde ve fıkrasının (c) bendinin yanı sıra (d) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve sanık ..."un adli sicil kayıtlarında yer alan,... Asliye Ceza Mah. 14.10.1997 gün 9-424 Esas ve karar sayılı kararına konu mahkumiyet hükmü esas alınarak hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz sisteminin ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
2-TC. Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanının ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar ... ve ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması ve “yargılama giderlerine ilişkin” bölüm çıkartılarak yerine, “Bu dava nedeni ile, sanıkların yargılama gideri olarak sarfına neden oldukları 19,25.-TL davetiye gideri ve 8,50.-TL posta gideri olmak üzere toplam 27,75 TL" nin sanık ..." dan, 17,25.-TL davetiye gideri ve 8,50.-TL posta gideri olmak üzere toplam 25,75.-TL"nin sanık ..." den tahsil edilerek maliye hazinesine ödenmesine” cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.