11. Hukuk Dairesi 2019/453 E. , 2019/7768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/01/2018 tarih ve 2015/590 E. - 2018/35 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 15/11/2018 tarih ve 2018/226 E. - 2018/1106 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankanın .../İstanbul Şubesinde Şube Yöneticisi-Müdür görev ve ünvanı ile çalışırken 04/07/2014 tarih 17187 sayılı atama tebligatı ile imza yetkisinin kaldırıp “Genel Müdürlük Emri Şube Müdürü” açıklaması ile pasif göreve atandığını, daha sonra İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı’nın 22/05/2014 tarih 9225 sayılı yazısı ile iş akdinin feshedildiğini, atamanın Genel Müdürlüğü yetkisinde yapıldığını, davalı bankanın yönetim kurulunun şube müdürlerinin atanması konusundaki genel müdüre yetki devri kararının TTK’nın 375, 391 ve 1530 maddelerine aykırı olduğunu ile sürerek, yapılan atamanın batıl olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının müvekkilinin Yönetim İç Yönergesinin 2.4 maddesi gereğince önce genel müdürlük emrine alındıktan sonra tüm hakları ödenmek sureti ile iş akdinin feshedildiğini, Yönetim İç Yönergesinin mevzuata uygun olarak hazırlandığını, TTK’nın 375 ve 391. maddelerine aykırılık bulunmadığını, davacının TTK 375. maddesinde belirtilen müdür kapsamına girmediğini, davacının atama ve görevden alma işlemlerinin yönetim kurulunun devredilemez yetkileri arasında olmadığını, davacının daha önce işe iade davası açıp davanın kabul edilmesi sonrasında kendisine iş güvencesi tazminatı ödendiğini, tazminatını aldıktan sonra açtığı bu davada iş aktinin feshinin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin iyi niyetli olarak hareket etmediğini gösterdiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bankanın organizasyonel bağlılıklarında şube müdürünün genel müdür yardımcısı ve bölge koordinatörüne bağlı olduğu, banka üst düzey yöneticileri arasında yer almadığı, banka şube müdürlerinin TTK 375/1-d maddesinde “müdür” olarak ifade edilen yöneticiler arasında olmadığı, şube müdürünün atanmaları ve görevden alınmalarının yönetim kurulunun devredilemez yetkileri arasında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı bankanın .../İstanbul Şubesinde Şube Yöneticisi-Müdür sıfatı ile çalışmakta iken Genel Müdürlük tarafından “Genel Müdürlük Emrine Şube Müdürü” açıklaması ile yapılan atamanın iptalini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının İstanbul 5. İş Mahkemesinde 2014/599 E. sayılı dosyada işe iade davası açtığı, davacının davalının işçisi olduğunun kabulü ile yargılama sonucunda feshin geçersizliği ve işe iade kararı verildiği, karar sonrasında iş güvencesi tazminatlarının davacıya ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi olması nedeniyle davacının açtığı bu davanın da İş Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemesi olan iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek açılan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, açıklanan şekilde bir değerlendirme yapılmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün re"sen bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.